Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, yolsuz tescille edinen kişilerden pay satın alan üçüncü kişilerin edinimlerinin iyiniyetle gerçekleşmiş olması halinde T.M.K.'nun 1023. maddesi hükmünce taşınmazdaki haklarının korunacağı- Satış değeri ile gerçek rayiç değer arasında aşırı fark bulunduğu ve davalıların TMK. mad. 3 anlamında özen  borcunu yerine getirmedikleri durumlarda üçüncü kişilerin iyiniyetle hareket ettiklerinin kabul edilemeyeceği-
Üçüncü kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmamasının, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olduğu-
Mahkemece, davalılarca yapılan savunmada temel ilişkiye dayanılmakla birlikte hisse devri ve taşınmaz satışına ilişkin savunmaların usulüne uygun şekilde kanıtlanamadığı, bononun ticari defterlere dahi kaydedilmediği, bu denli yüksek miktarlı bir bononun protesto edilmeyerek müracaat hakkının düştüğü, lehtar hakkında icra takibi yapılmadığı, davalının bu miktardaki bonoyu kimden aldığını ve ne sattığını belgeleyememesinin TTK'nın 599. ve TMK'nın 3. maddesindeki iyiniyet kurallarına uygun olmadığı belirtilerek verilen menfi tespit davasının kabulü kararının, "bononun şirket yetkilisinin kendisi ile işlem yapma yasağına aykırı muamelede bulunması nedeniyle geçersiz olduğu" kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş olduğundan isabetli olduğu-
Tapu kütüğündeki sicile iyi niyet­le dayanarak ayni hak kazanan kişinin bu kazanımının korunacağı; ancak bir ayni hak yol­suz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin bu tescile dayanamayacağı-
Taşınmazın satış vaadi sözleşmesiyle davacıya satışının vaat olunduğunu bildiği halde tapuda satın alan diğer davalının iyi niyet iddiasında bulunma olanağının olmadığı-
MK'nın 1023 maddesinde yer alan iyi niyetle da­yanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanı­mı korunur hükmü iyiniyetin tespitine büyük önem yüklediği; yüzeysel ye şekil­ci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı kişilerin devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekeceği-
Tapu iptal, tescil ve yıkım isteği-
Bir hakkın doğumuna engel olacak bir hususun, o hakkın iktisabı sırasında kusursuz olarak bilinmiyor olması durumunda iyiniyet korunacağından, davacıdan kayıt maliki davalının kötü niyetine ilişkin delilleri sorulmalı, oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının Türk Medeni Kanunu'nun 3. maddesi anlamında iyiniyetli olup olmadığı, başka bir ifadeyle vekilin vekalet görevini azle rağmen kötüye kullandığını bilip bilmediği veya kendisinden beklenen bütün özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak olup olmadığı konusunda taraf delillerinin toplanacağı, toplanacak bu delillerden sonra davacının, davalının vekili ile çıkar ve işbirliği içinde veya kötüniyetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği-