İpoteğin kaldırılması davasında, davacının ipoteğin tesisi tarihinden itibaren üç yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, aile konutuna konulan ipotekten haberdar olmadığından ve davalı bankanın basiretli davranmadığı ve kötü niyetli olduğundan bahisle dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, bu sebeple davanın reddinin gerekeceği-
Çekişme konusu payların satış işleminin yapıldığı, satıştan sonraki tarihli belgede davacı ve diğer tüm mirasçıların davalıyı ibra ettiği, sözü edilen belgenin imzalı boş kağıdın üzeri doldurulmak suretiyle oluşturulduğu iddiasının usulüne uygun biçimde kanıtlanamadığı anlaşıldığından, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin davanın reddi gerektiği- Mahkemece "...belge altında davacının imzası bulunsa da, tanıkların beyanları dikkate alındığında metin kısmının sonradan daktilo ile yazılma olasılığının yüksek bulunduğu...” gerekçesi ile anılan belgeye itibar edilmemesinin isabetsiz olduğu- Varsayıma dayalı hüküm kurulamayacağı-
İyiniyete sonuç bağlanan durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığı olduğu ve kötüniyeti kanıtlama yükünün bunu iddia edene düştüğü-
Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı,bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanamayacağı-
Evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve bu ikinci evlenmede diğer eş iyiniyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemeyeceği, davalının iyi niyetli olup olmadığı toplanan deliller çerçevesinde değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermeyeceği, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunu'nun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olup, vekil edeni bağlayacağı-
Üçüncü kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği, bunun dürüstlük kuralının (TMK mad. 2) doğal bir sonucu olarak kabul edildiği ve bu hususun hakim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulmasının zorunlu olduğu- Davacı ile davalının yeğen oldukları, davalının anne ve kardeşleri olan dava dışı kişiler ile davacının, davalının’ın gösterdiği diğer davalıyı aynı vekaletnameyle vekil tayin ettikleri, çekişme konusu 17 adet taşınmaz bakımından davacının miras paylarının temliki nedeniyle davacıya satış bedeli ödendiğinin kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ederek, vekalet görevini kötüye kullandıkları sonucuna varılması gerektiği-
Tanık ifadeleri değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmazın gayri resmi birlikte yaşama karşılığı olarak davacıya verildiği, davacının taşınmaza malik olduktan sonra elden çıkarma yönünde bir iradesi olmadığı halde davalı tarafından vekâlet görevinin kötüye kullanılması suretiyle eşi olan diğer davalıya temlik edilmiş olduğu anlaşıldığından, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
Üçüncü kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği- Temlikin davacının babası dava dışı kişinin borçları nedeniyle gerçekleştirildiğine yönelik savunmanın, işlem sırasında davacıya bedel ödenmediğini göstereceği, davacıya yapılan ödemeyi gösteren bir belge olmadığından, savunmanın miktar itibariyle senetle kanıtlanması gerekliliği ve bedel ödendiği varsayılsa bile, gerçek değer ile karşılaştırıldığında açık ve aşırı fark bulunduğundan ve davacının satışa ilişkin talimatı bulunduğu da kanıtlanamamış olduğundan, temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, ve baba-kız olan davalıların el ve iş birliği içinde hareket ettiği sonucuna ulaşılması gerektiği-
Vekil ile sözleşme yapan kişi iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olacağı ve vekil edeni bağlayacağı ancak üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmayacağı-