Ödeme taahhüdünün kabulünün alacaklı (vekili) tarafından şarta bağlanmış olması halinde taahhüdün hukuken geçersiz olacağı–
İcra kefilinin "taahhüdü ihlal suçu"ndan dolayı cezalandırılabilmesi için, kendisine "icra emri"nin tebliğinden sonra ödeme taahhüdünde bulunması ve taahhüt ettiği tarihte borcunu (veya taksitini) ödememiş olması gerekeceği (Kefaletle birlikte yapılan taahhüdün geçerli olmayacağı)–
Alacaklı (vekili) tarafından ödeme taahhüdünün kabulünün şarta bağlanmış olması halinde, taahhüdün borçluyu bağlamayacağı (hukuken geçerli olmayacağı)- Birden fazla ödeme taahhüdünde bulunmuş olan borçlu hakkında hangi taahhüdün hangi taksidinin şikayet edildiğine ilişkin şikayet dilekçesinde açıklama bulunmaması halinde geçerli bir şikayetten bahsedilemeyeceği–
İİK. 354/II hükmü yürürlükten kaldırılmış olduğundan, "hükümde sanığın temyizi sonucu mahkumiyet hükmünün onanmasından sonra ödeme veya vazgeçme halinde cezanın yarısının çektirileceği" ihtaratına yer verilemeyeceği–
Anayasanın 38/VIII maddesinin, borcunu «ödemeyen»i değil, «ödeyemeyen»i koruduğu, bu nedenle taahhüdü ihlâl suçlarında, ödeme gücü olduğu halde borcu ödemeyen ve taahhüdünü ihlâl edenin cezalandırılması ve bunun için alacaklıya «sanığın malvarlığını ispat için» olanak tanınması gerekeceği
Taahhüdü ihlal suçlarında sanığın ödeme gücü olup olmadığının araştırılarak ödeme gücü olduğu halde ödeme yapmaktan kaçındığı belirlenirse sanığın cezalandırılması gerekeceği–
Sanığa tebliğ edilen duruşma davetiyesinde -CMK'nun 195. maddesi uyarınca yazılması gereken- 'duruşmaya gelmediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam edileceğine' ilişkin açıklamanın bulunmaması halinde, yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanamayacağı–