Mahkemece davalının hizmet alım ihalesinin muvazaaya dayandığı yönündeki tespit nedeniyle taşeron işçisi olan davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı kabul edilmiş ise de bu kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu- Davalı işverenin 2008-2010 yıllarını kapsayan hizmet alım sözleşmeleri hakkında iş müfettişi raporlarına dayanılarak kesinleşmiş bir muvazaa kararının varlığı tartışmasız olsa da, her hizmet alım sözleşmesinin kendi şartları dahilinde değerlendirilmesi gerektiği ve 2011 yılından itibaren yapılan hizmet alım sözleşmelerinin incelenmesinde, her hizmet için ayrı alım işinin yapıldığı; hizmet alım sözleşmelerinin eki teknik şartnamelerde sağlık hizmetleri bünyesinde klinik, poliklinik, yoğun bakım, ameliyathane ve eczanelerinde eczacılık hizmeti, anestezi-radyoloji-radyoterapi teknisyenliği hizmeti, laboratuar teknisyenliği hizmeti, hastabakıcı hizmetleri ve hemşirelik hizmetlerinin; destek hizmetleri çatısında klinik, poliklinik, yoğun bakım, ameliyathane ve eczanelerinde, sekreterlik-büro hizmetleri, çamaşırhane hizmetleri, hasta ve ziyaretçi yönlendirme hizmeti, teknik bakım ünitesi çalışmalarının incelendiği görülmekle mahkemece davacının hangi tarihli ihale ile hangi işverene bağlı çalıştırıldığı, ilgili hizmet alım sözleşmesinde gösterilen iş dışında başka bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığı, özel mevzuatta davacıya yaptırılan işin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği- Davacının yaptığı belirlenen işin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir açıklık bulunmaması halinde; yapılan iş asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı belirlenmeli, davacının davalını kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı İdareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı yani salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Davacı işçinin, el yazısı ile davalı işverene hitaben düzenlediği dilekçesinde "alt işveren nezdinde ve davalı işverene ait başka iş yerlerinde çalışmak istemediğini" belirttiği, taraflar arasında düzenlenen protokol ile, davacı işçiye kıdem tazminatı ve brüt ... TL ek menfaatin ödenmesinin taahhüt edildiği, iş yeri kayıtlarından yapılan bu ödemenin kıdem ve ihbar tazminatını karşılar nitelikte olduğunun anlaşıldığı, ikale teklifinin davacı işçiden gelmesi nedeniyle de, geçerlilik koşullarının oluştuğu tespit edildiğinden, ikale sözleşmesi yolu ile iş sözleşmesi sona eren davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması söz konusu olmayacağı-
Her kısmi davanın tespit hükmü içermesi zorunluluğu karşısında Mahkemece davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretine yönelik ne kadar alacağı olduğunun belirtilmemesinin hatalı olduğu, gerekirse ek raporla davacının hak kazandığı alacakların belirlenmesi ve karar gerekçesinde bu miktarların açıkça gösterilmesi gerektiği- Davacının bir kısım ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yaptığı tanık beyanlarına göre belirlenmiş olup hesaplanan alacaktan karineye dayalı makul indirim (takdiri indirim) yapılmamasının da hatalı olduğu- 6100 sayılı HMK'nın 280.madde hükmüne göre bilirkişi raporunun taraflara tebliği gerektiği, bu hüküm karşısında Mahkemece, imza incelemesine yönelik bilirkişi raporunun davalı şirkete tebliğ edilmeden karar verilmesinin de hatalı olup ayrı bir bozma nedeni olduğu-
Uyuşmazlık konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacakları bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı çalışma süresini ve en son ödenen ücreti belirleyebildiğinden, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacağı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği ve bu nedenle  davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiği-
İşçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması gerektiği ancak sendika işyeri temsilcileri için işyerinde 30 işçi çalışma koşulunun aranmayacağı-
Davacının çalıştığı alt işverenlerin davalı ile yaptıkları hizmet alım sözleşmesi ve ekleri yargılama esnasında dosyaya kapsamında bulunmamakta olup emsal dava dosyasına atıf yapılmış ise de, dosya ekinde emsal olduğu belirtilen dava dosyası fiziken dosya içerisinde yer almadığından bu aşamada bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı- Öncelikle, davacının çalıştığı alt işveren şirketlerle yapılan ihale sözleşmesi ve idari şartnamelere ve davacının yaptığı işe göre bordrolarda her bir ihale sözleşmesi döneminde idari şartname kapsamında sözleşme bedeline dahil ücretlerin bordrolara yansıtılıp yansıtılmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı mali müşavir ve ihale sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişilerce incelenmeli sözleşmede birim fiyata yol ve yemek ücretinin dahil edilip edilmediği denetlenmesi, emsal dava dosyasının incelenmesi, aylık 200,00 TL yol ücreti ve aylık 300,00 TL yemek ücreti ödenmesine ilişkin kabullerin dayanaklarının ne olduğunun belirlenmesi gerektiği- Eksiklikler tamamlandıktan sonra davalının yemek ve yol ücreti ödemesi gerektiği anlaşılıp da ödenecek yemek ve yol yardımının miktarının belirlenememesi halinde ilgili oda ve kurumlara müzekkere yazarak, davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı ve gidiş geliş toplu taşıma ücretinin sorulması, yine davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı günlük yemek ücreti konusunda emsal araştırması yapılması, gelen yazı cevapları ve araştırma yazıları ile birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerektiği- Taraflar arasında hizmet akdine dayalı işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Dosya kapsamına göre davacının 2007 – 02.01.2011 yılları arasında forklift operatörü olarak muvazaalı bir şekilde dava dışı taşeron firma Ltd Şti işçisi olarak çalıştığı ve davacının iş akdinin fesih tarihinden sonra davalı iş yerinde 2011 yılında taşeron firmanın değiştiği ve yeni sözleşme yapılan firmanın .... şirketi olduğu anlaşıldığından, davacının çalışma döneminin 2011 yılına kadar olduğu görüldüğünden ve 2011 yılından sonra çalışması olmayan davacı yönünden mahkemece özellikle 2011 yılı ve sonrasında davacı ile aynı işi yapan emsali davalı şirket işçisi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece öncelikle yapılacak iş dava dışı taşeron Ltd Şti ile davalı şirket arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi ve tüm ekleri dosya içerisine katılarak, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte yeniden ve titizlikle değerlendirilerek davacı ile aynı dönemde çalışan ve davacı ile aynı işi yapan, davalı işverenin emsal işçileri tespit edilerek, davacının yaptığı işin bu işçilerin yaptığı işle aynı iş olup olmadığı, işçilerin vasıflarının aynı olup olmadığı belirlendikten sonra, işçilere ödenen ücretler de tesbit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı şirket ile Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü arasında hizmet alım sözleşmesi “yardımcı personel hizmeti ile ekipmanlı temizlik hizmeti” için yapılmış olup davacının, temizlik işinde değil, büro elemanı (sekreter) olarak çalışmış olduğu ve bu görevin temizlik hizmeti ile bir bağlantısının bulunmadığı ve bu durumda, hizmet alım sözleşmesinin temizlik hizmeti olması karşısında, davacı yönünden asıl-alt işverenlik ilişkisi bulunmadığı gibi temizlik hizmeti dışında yardımcı personel alımının işçi teminine yönelik olduğu- İşçi temini olması nedeni ile de davacı bakımından asıl-alt işverenlik ilişkisinden sözedilemeyeceği- Tanık anlatımlarına göre davacıyı işe alanın, emir ve talimat veren davalı kurum olduğu, diğer davalı alt işverenin hukuki ve ekonomik olarak bağımsız bir organizasyona sahip olmadığı, iş organizasyonu olarak davacıya emir ve talimat vermediği de tanık anlatımları ve dosya içeriğinden anlaşıldığı- Davacı başlangıçtan beri davalı kurumun işçisi olduğu ve anılan kurum 6772 s. K. kapsamında kaldığından ve davacının kurum işçisi olması nedeni ile ilave tediye alacağına hak kazanacağı- Davalı kurumun aynı işte çalışan işçisi ile ücreti farklı ise fark ücret alacağının da hesaplanması gerektiği- Davacı muvazaalı asıl-alt işveren ilişkisi kapsamında çalıştırıldığına ve ilave tediye ödenmediğine göre iş sözleşmesinin feshetmesinin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II.e maddesi uyarınca haklı nedene dayandığı ve bu durumda kıdem tazminatına da hak kazanacağı-
Kıdem tazminatı ile ilave tediye, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, kıdem suresinin farklı olduğu gerekçeli karar yazım aşamasında farkedilerek "gerekçeli karar ile kısa karar çelişmeyeceğinden kısa karar aynen korunmuştur..” denilmişse de, gerekçede davacının çalıştığı süre bakımından çelişki oluşturulduğu anlaşıldığından, kararın bozulması gerektiği-