Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının da hiçbir şekle bağlı olmadığı- İptal hakkının, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla kullanılabileceği- Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı-
Hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatin feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi; feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunun aynı davada da savunma yoluyla ileri sürülebileceği- Davacının iki tanık ismini bildirdiği, ancak bildirilen tanıkların mahkemece dinlenmemesinin hatalı olduğu-
Maliki olduğu 631 parsel sayılı taşınmazı davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ancak davalının kuyumcuya gidip bileziklerini bozdurduktan sonra ödeme yapacağını belirtmesine rağmen satış bedelini ödemediği gibi taşınmazı da iadeye yanaşmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline-
“Aldatma (hile) ” hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil olmazsa tazminat isteği- TBK. mad. 39/1 uyarınca bir yıllık hak düşürücü sürenin öğrenme tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davacının öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı, diğer tarafın öğrenmenin daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğu-
Aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Hile hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptalive tescil istemine ilişkin davada, taşınmazın, davalı şirkete, yedi gün sonra diğer davalıya, iki hafta sonra da diğer davalıya devredilmiş olduğu, yani, taşınmazın sık aralıklarla el değiştirdiği,  davacı tarafından davalılara ilişkin ceza dosyasının yargılamasının devam ettiği bildirilmiş olmasına rağmen, mahkemece davalıların yargılandığı ceza davası üzerinde gereken inceleme ve araştırma yapılmamış olduğu anlaşıldığından, davalıların ceza dosyasında mahkum olup olmadıklarının ve kararın davalılar yönünden kesinleşip kesinleşmediğinin tespit edilmesi, taşınmazın sık aralıklarla el değiştirdiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu temliklerin hileli olduğu, ancak son kayıt maliklerinin kötüniyetli olduklarının kanıtlanamadığı gözetilerek tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilerek davalılar yönünden bedele hükmedilmesinin isabetli olduğu- Yargılama aşamasında taşınmazların keşfen belirlenen toplam değeri olan üzerinden tamamlama harcını yatıran davacının, ayrıca bir ıslah dilekçesi vermesine gerek bulunmadığı; harcı yatırılan dava değeri üzerinden bedele hükmedilmesi gerektiği-
Dinlenen tanık beyanlarından "tarafların evlenme kararı aldıkları, hatta bir süre birlikte yaşadıkları, davacının maliki olduğu taşınmazı evleneceği inancı ile davalıya temlik ettiği, davalının ise, taşınmazı edindikten sonra davacıdan ayrıldığı ve evliliğin gerçekleşmediği, bu itibarla davacının 'hile'ye düşürüldüğü" anlaşıldığından, davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Tapu iptali ve tescil talebi yanında manevi tazminat de talep edildiğinden, mahkemece bu istek yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği- Karşı davacının "iki yıl boyunca aynı ev içerisinde yaşadıklarını, bu süreçte davacının bakımını üstlendiği için çekişme konusu taşınmazın bağışlandığını, davacının haksız eylemleri nedeniyle evi terk etmek zorunda kaldığını ve süreçte manevi olarak zarara uğradığını" ileri sürek açtığı davada ise, "taraflar arasında nişanlılık ilişkisinin olmadığı ve davalı-karşı davacının zararını ispatlanamamış olduğu" gözetilmek suretiyle karşı davanın reddine karar verilesinin isabetli olduğu-