Tapu iptali ve tescil isteği-
Sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemi-
Üçüncü kişinin hilesi ile sözleşme yapan kişinin sözleşmenin iptalini isteyebilmesi için lehine hile yapılan karşı tarafın sözleşmenin yapıldığı sırada hileyi bilmesi veya bilecek durumda olması gerektiği- İptal istemine konu bağımsız bölüm davalıya aitken, vekâletname ile yetkili kıldığı vekil tarafından aynı gün davacıya satılarak devri yapıldığından, taşınmaz satış sözleşmesini vekil sıfatıyla bizzat yapan bu kişinin hilesinin, hileyi bilmesi veya bilecek durumda olması koşulu aranmaksızın akidin hilesi olarak kabul edileceği- Taşınmaz satışlarında aracılık yapan bir kişinin işi gereği çok sayıda taşınmaz gezdirmiş olmasının hilenin bir unsuru olarak kabul edilemeyeceği- Basit bir inceleme ile satın aldığı taşınmazın bulunduğu mahalle ile niteliğini tespit etmesi mümkün olan davacının, resmi senet içeriği kendi huzurunda okunmuş ve tapu senedinin bir örneği verilmiş olmasına, yine aynı apartmandan kısa bir süre önce başka bir daire satın almış olmasına karşın, hile ile başka mahallede ve farklı nitelikte bir dairenin satıldığını ileri sürmesi inandırıcı olmadığı ve hile iddiasının ispatlanamadığı sonucuna varıldığı- Hile ispatlanamadığından taşınmazlar başında keşif yapılmasının da sonuca bir etkisinin olmayacağı-
Boşanma davası sırasında eski eşinin hak talep etmemesi için 4/5 oranında paydaşı olduğu 996 parsel sayılı taşınmazın 3/5 payını bedelsiz olarak davalı F.'in yönlendirmesi ve kandırması ile kendisine devrettiğini, taşınmazda 5 daire olup, davalı F.'in 4 nolu daireyi kiracı olarak taşınmazda oturan diğer davalı R.'e muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline-
Tanık ifadelerine göre; davacının son 20-25 yıldır kendi işlerini göremeyen, parayı nitelik ve nicelik olarak ayırt edemeyen biri olduğu ve dava konusu taşınmazı, üzerine inşaat yapılacağı inancıyla davalıya bedelsiz olarak devrettiği; Adli Tıp İhtisas Kurulunun raporunda da, davacının olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini azaltacak mahiyette rahatsızlığının bulunduğunun tespit edildiği, buna göre; davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesi adı altında adi nitelikte sözleşme yapmak suretiyle davacıyı hileye düşürdüğü anlaşılmakta olup, hile iddiasının kanıtlandığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil isteği-
Araç mülkiyetinin tespiti ve aracın teslimi, bu istem kabul edilmediği takdirde araç bedelinin tahsili istemine ilişkin davada; dava konusu aracın, davacının elinden davalıların birlikte hileli davranışları nedeniyle iradesi dışında çıktığı, diğer davalının mesleğinin galericilik olduğu, 27/09/2010 tarihinde davacı tarafından davalıya noterde satışı yapılan aracın bir kaç saat sonra davalıya satışının yapıldığı gözetildiğinde TMK'nun 3. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davalının kendisinden beklenen özeni göstermediği, bu haliyle davalının iyi niyetli olduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, bu durumda, TMK'nun 988. maddesi uyarınca iyi niyetle edinilmemiş mülkiyet hakkının korunmayacağı, davacının dava ve ıslah dilekçesindeki talepleri gözetilerek dava konusu aracın mülkiyetinin davacı adına tespiti ile davacıya teslimine karar verilmesi gerekirken bir kısım davalılar yönünden araç bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığı ve bu nedenle kararın bozulması gerektiği-
Yaşlı ve gözü görmeyen kişiden alınan yüksek meblağlı bono, aldatma saiki altında düzenlendiğinden menfi tespit isteminin kabulünün gerektiği-
Hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı olmadığı, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-