«Haczi, yapıldıktan on gün sonra öğrendiklerini» duruşmada imzası ile ikrar eden davacı vekilinin bu beyanının müvekkilini bağlayacağı ve hacizden kırk gün sonra açılan istihkak davasının -süre yönünden- reddi gerekeceği–
Duruşmada tefhim edilen «kısa karar» ile daha sonra yazılan «gerekçeli karar» arasında -alacaklı lehine hükmedilen % 40 (şimdi; %20) tazminat bakımından- fark bulunması halinde, «kısa karar»a itibar edilmesi gerekeceği–
97. madde gereğince, teminatın cins ve miktarının icra mahkemesince (tetkik merciince) takdir ve tesbit olunacağı–
İhtiyati haciz kararına dayalı takibin, borçlunun itirazı ile durmuş olmasının istihkak iddiasının esası bakımından İİK. 97’ye göre işlem yapılmasını önlemeyeceği–
İhtiyati hacizle ilgili istihkak davalarına icra mahkemesinde bakılacağı-
İhalede satın alınan şey hakkında hem istihkak iddiasında bulunulması ve hem de ihalenin feshinin istenmesi halinde öncelikle istihkak iddiasının incelenmesi gerekeceği–
«İstihkak davasının kabulüne» ilişkin ilâmın kesinleşmeden uygulanamayacağı–
Haciz tarihinde cezaevinde bulunan ve buradan çıktıktan 55 gün sonra istihkak davası açan 3. kişinin davasının «süre yönünden» reddi gerekeceği– .
«Takibin durdurulmasına» karar verilmiş olmadıkça, istihkak iddiası’nın «satış isteme süresinin işlemesini engellemeyeceği», istihkak davası sırasında ise, «satış isteme süresinin işlemeyeceği–
İstihkak iddiasına alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilmesi halinde, icra müdürünün dosyayı hemen icra mahkemesine (tetkik merciine) vermesi gerekeceği, «kimin istihkak davası açması gerektiği» konusunda kendisinin karar veremeyeceği–