Kamu alacağından dolayı yapılan haciz üzerine aleyhine istihkak davası açılan vergi dairesinin «aciz belgesi» ibraz etmeden mahkemede «karşılık dava» şeklinde iptal davası açabileceği–
İstihkak iddiasının yapıldığı tarihte «borçlu ile birlikte oturan» kimselerin (borçlunun eşinin, gelininin, iş ortağının) haczin yapıldığı gün, haczi öğrenmiş sayılacakları ve istihkak davası açma (istihkak iddiasında bulunma) süresinin haciz tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
Kendisine istihkak iddiasında bulunma olanağı verilmemiş olan üçüncü kişinin, haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde istihkak davası açabileceği–
İstihkak davası sonuçlanmadan, dava konusu malın satılması halinde icra mahkemesince (tetkik merciince) ayrıca teminat aranmadan «satış bedelinin dava sonuna kadar kimseye ödenmemesi»ne karar verilebileceği–
Haksız yere malı haczedilmiş olan üçüncü kişinin bu yüzden doğan gerçek zararının ödetilmesini İİK. 97/XV’de öngörülen ve sınırlı olan hüküm dışında da ayrı bir dava ile isteyebileceği, buradaki sorumluluk için «kusur»un ve «kötü niyet»in varlığının aranmayacağı sadece haczin «haksız» olduğunun kanıtlanmasının yeterli olacağı–
Dava konusu taşınmaz hakkında mahkemede açılmış olan «cebri tescil davası»nın sonucunun, istihkak davasında ‘bekletici mesele’ yapılması gerekeceği–
İstihkak davası açılabilmesi için, uygulanmış geçerli bir haczin varlığı ön koşul olduğundan, ihtiyati tedbir kararının infazı üzerine istihkak davası açılamayacağı–
«Takibin taliki» ve «devamı» sözcükleri ile, asıl icra takibinin değil, haciz edilen eşyaya ilişkin takip işlemlerinin devam edip etmeyeceğinin kastedilmiş olduğu–
Kendisine temyiz dilekçesi tebliğ edilen tarafın, süresinde kararı temyiz etmemiş bile olsa, 10 gün içinde vereceği «cevap dilekçesi» ile temyiz isteminde bulunabileceği (HUMK. mad. 433/II) –
Ceza ilâmları ile bu ilâmın eklentileri durumunda olan tazminat, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de ilâm kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–