Alacaklının «haczedilen malların yediemine teslimini» isteyip, muhafaza altına aldırmasının «istihkak iddiasına itiraz» niteliğinde olduğu–
«İstihkak davasının reddine» karar veren ve -alacaklının istemi olmadığı için- alacaklı lehine tazminata hükmetmeyen icra mahkemesinin (tetkik merciinin) bu kararın kesinleşmesinden itibaren, bir yıl içinde alacaklının üçüncü kişiye karşı«alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararların ödenmesi için» tazminat davası açabileceği–
Alacaklının «istihkak konusu araç üzerine yeniden haciz konulması ve trafikten men edilmesi» istemi hakkında, icra müdürünün «ne şekilde hareket edeceğini» icra mahkemesinden (tetkik merciinden) soramayacağı–
İcra müdürlüğüne hitaben yazılmış istihkak iddiasını içeren dilekçenin her nasılsa harçlandırılıp icra mahkemesine (tetkik merciine) gelmiş olması halinde, icra mahkemesince (tetkik merciince); usulüne göre açılmış bir «istihkak davası» varmış gibi karar verilemeyeceği («takibin ertelenmesine» veya «takibin devamına» şeklinde karar verilmesi gerekeceği)–
Temyiz süresinin hesabında, kararın «tefhim» (ya da «tebliğ») gününün hesaba katılmayacağı–
İstihkak iddiasına itiraz konusunda alacaklıya tanınan üç günlük sürenin «hak düşürücü» olduğu–
Almanya’da oturan bir kişinin, istihkak davası açma süresi yönünden, haczi öğrenme tarihinin varsayımlara göre kabul edilemeyeceği–
İstihkak davası ile birlikte ihalenin feshinin istenmiş olması halinde, verilen kararın tetkik yerinin Yargıtay 21. Hukuk Dairesi olduğu–
İstihkak davasının varlığının -icra mahkemesince (tetkik merciince) aksine karar verilmiş olmadıkça- tek başına satışının (ihalenin) yapılmasını önlemeyeceği, istihkak davasının kesinleşen sonucuna göre, ihalenin feshinin istenemeyeceği–
«Mülkiyet», «rehin» gibi bir ‘aynî hak’ka veya tapuya şerh verilmiş «şuf’a», «iştira», «vefa» veya «satış vaadi» gibi ‘kuvvetlendirilmiş kişisel hak’ka dayanmayan kimsenin açtığı istihkak davasının aktif husumet ehliyeti yönünden reddi gerekeceği–