İcra hukukundaki istihkak davası sonunda verilen kararların maddi anlamda “kesin hüküm” teşkil etmeyeceği ve bu kararlara karşı yargılamanın iadesi yoluna gidilemeyeceği, istihkak davasındaki amacın haczedilen mal üzerinde cebri icranın yürüyüp yürümeyeceğini saptamak olduğu-
Önce istihkak davasında bulunmadan doğrudan doğruya istihkak davası açan üçüncü kişinin davasına karşı direnmeyen ve aleyhine dava açılmasına neden olmayan davalı - alacaklının «vekalet ücreti» (ve «yargılama gideri») ile sorumlu tutulamayacağı–
Davacı tarafından peşin harcın yatırılmamış olması halinde, davaya devam edilemeyeceği–
Yasanın tanımadığı süreyi, hakimin yanlış karar vererek tanıyamayacağı (dava açma süresinin, hakimin yanlış kararı ile uzatılamayacağı)–
İİK. 8 uyarınca, icra tutanakları aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğundan «haciz sırasında hazır bulunduğunu» tesbit eden tutanak nedeniyle, üçüncü kişinin haciz (tutanak) tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açması -ya da istihkak iddiasında bulunması- gerekeceği–
İhalede satılan mal hakkında açtığı istihkak davasını kazanan kişinin bu sebeple yapılan ihalenin feshini isteyemeyeceği–
Borçlu şirketin mâli müşaviri olan davacı üçüncü kişinin, «hacizden üç yıl sonra hacizden yeni haberdar olduğunu» ileri sürmesinin, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği–
6183 sayılı Kanun uyarınca «vergi borcundan dolayı haczedilmiş olan malların -açılan istihkak davası sonuçlanmadığı için- satılamayacağına, satışın durdurulmasına» ilişkin isteğin vergi mahkemesinde inceleneceği (icra mahkemesinin «tetkik merciinin» görevsiz olduğu)-
İcra mahkemesine (tetkik merciine) açılan istihkak davasının yanlışlıkla asliye hukuk mahkemesinin esasına kaydedilmesi halinde, «dava dilekçesinin icra mahkemesine (tetkik merciine) gönderilmesine» karar verilmesi gerekeceği «görevsizlik kararı» verilemeyeceği–