Haciz konulan «taşınmaz» hakkında üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulması halinde icra müdürlüğünce, «İİK. 97’ye göre karar vermek üzere» dosyanın icra mahkemesine gönderilemeyeceği, bu maddenin «taşınır» hacizlerinde uygulanabileceği–
İstihkak davalarında «alacaklı»nın zorunlu olarak davalı gösterilmesi gerekeceği, «borçlu»nun davalı gösterilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmış olması gerektiği–
Haciz tarihinde, haczin yapıldığı yerde borçlu ile birlikte oturan kimselerin -borçlunun; eşinin, annesinin, babasının, kardeşinin, gelininin, iş ortağının- haczi hayatın olağan akışına göre haczin yapıldığı gün öğrenmiş sayılacakları (haczi öğrenmede fiili karine)–
Haczi yapan icra memurunun istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye «yedi gün içinde dava açmak üzere» süre verme yetkisinin bulunmadığı–
İİK. 97/VI uyarınca icra mahkemesinin «takibin devamına veya «takibin ertelenmesine» dair verdiği kararın üçüncü kişiye tefhim veya tebliğinden itibaren, üçüncü kişinin istihkak davası açmak zorunda olduğu, bu müddet içinde dava açılmaması halinde üçüncü kişinin «alacaklıya karşı» istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılacağı–
(Kesin hüküm) İstihkak davası sonucunda icra mahkemesince verilen kararların «maddi anlamda kesin hüküm» oluşturduğu–
SSK’nun prim alacağından dolayı 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takiplerden doğan istihkak davalarının «alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yerdeki» iş mahkemesinde açılması gerekeceği–
«Kesin önel kuralı»nın yasanın amacına uygun olarak kullanılması, davanın reddi için bir araç sayılmaması, bunun için kesin önele ilişkin ara kararının her türlü yanlış anlamayı önleyecek şekilde açık ve eksiksiz yazılarak verilen sürenin yeterli olması ve ayrıca önele uymamanın sonuçlarının da mahkemece hatırlatılması gerekeceği–