Borçlu şirkete tebliğ edilen ilk ödeme emri usulsüz ise de, sonradan borçlu şirketin aynı adresine ikinci bir ödeme emri gönderildiği ve tebliğ edilen bu ödeme emrinin "muhatabın adresinin o an kapalı olması sebebiyle tebligat ... Muhtarı ..'na teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı" şerhiyle yapıldığı, anılan tebligatın bu haliyle usulüne uygun olduğu-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu- Davalının adreste olup olmadığı tebliğ evrakına şerh düşülmeksizin yapılan tebligatın Teb. K.'nun 17. maddesine aykırı olduğu- Davalı şirket yetkililerinin adreste olup olmadığı tebliğ evrakına şerh düşülmeksizin işçilerine yapılan tebligatın, Teb. K.'nun 12-13. maddelerine aykırı olduğu- Davalıya gönderilen temyiz dilekçesinin bila tebliğ dönmesi üzerine, aynı adrese, Teb. K. mad. 35'e göre tebligat yapılmışsa da, davalının mernis adresinin olup olmadığı hususunun araştırıldığına dair dosyada herhangi bir kayıt olmadığı anlaşılığından, bu hususub araştırılarak şayet varsa, temyiz dilekçesinin çıkarılacak tebligata Teb. K.'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiği yönünde bir şerh yazılarak tebliğ edilmesinin sağlanması gerektiği-
Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasının tebliğ evrakında bulunmasının zorunlu unsurlardan olduğu- İİK’nun 127. maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin alakadarlara tebliği zorunlu olup bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Şikayetçi borçlunun, tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihten önce ıttılaya ilişkin belge bulunmadığından, yasal 7 günlük süre içinde ileri sürülen usulsüz tebligat şikayetinin kabulü gerektiği, başvurunun gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmek suretiyle süre yönünden istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı, bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi uyarınca, tebliği çıkaran mercice tebligat mazbatası üzerine gerekli meşruhatın verilmemesi halinde yapılan tebligatın usulsüz olacağı-
Borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadının okunaklı yazılmadığı, bu hali ile tebligatın, denetime elverişli olmadığından usulsüz olduğu- Şikayete konu tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği muhtarın imzasının da bulunmadığı görüldüğünden, tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Borçlunun tevzii saatlerinde adresinde bulunmaması, çarşıda olması nedeniyle, borçlu adına kendisine tebligat yapılan babasının, borçlu ile aynı konutta oturmadığı dosyaya ibraz edilen yerleşim yeri belgesinden anlaşılmakta olup, aynı apartmanda farklı dairelerde ikamet ettikleri, dolayısıyla ödeme emri tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine aykırı olarak yapıldığı ve usulsüz olduğu-
Hükmi şahıslara tebligatın selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılacağı- Borçlunun temsilcilerden birisine yapılan ödeme emri tebliğ işleminde usule aykırı bir yönün bulunmadığı-
Ödeme emrinin borçluya, Tebligat Kanunu. mad. 21/1 gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği-