Davacı borçlu şirketin ticaret sicil adresinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligatta, tebligat memurunun, Tüzüğün 28.maddesine göre araştırma yapmasına gerek olmadığı nazara alınarak, bu borçlu yönünden yapılan tebligatın usulüne uygun olması nedeniyle itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yurt dışında ikamet etmekte olan Türk vatandaşına yapılacak tebliğ işleminin geçerli olabilmesi için tebliğ evrakında “tebliğin konusu ile Türkiye’deki hangi merci tarafından çıkarıldığı konusunda bilgilerin yer alması ve ayrıca 30 gün içinde bildirim yazısını gönderen Türk Elçiliği veya Konsolosluğundaki görevli memura başvurmaması halinde, ‘tebliğin yapılmış sayılacağı’ ihtarını içeren bildirimin bulunmasının” zorunlu olduğu-
Tebligatın, tebliğ yapılacak kişinin bilinen en son adresinde yapılacağı–
Tebliğ memuru tüzükte öngörülen araştırmayı yapmadan muhatabın dağıtım saatlerinde neden bulunmadığı, tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği saptanmadan 2 nolu formül kapısına yapıştırılarak … yazılı imzadan imtina şerhi ile tebliğ evrakı muhtarına bırakılmış ise de muhatabın adreste bulunmama sebebi araştırılmadığından tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, muhatabın en son adresi, tebliğ evrakında kayıtlı bulunan adres olabileceği gibi, tebliğ yapacak dağıtıcının araştırma ve soruşturma ile öğrendiği adresin de olabileceği-
Mahkemece, öncelikle duruşma açılarak mernis kayıt sistemindeki adres bildiriminin borçlu tarafından yapılıp yapılmadığının araştırılarak, borçlu tarafından bildirim yapıldığı takdirde,(7201 S.Y. Md.35'e göre tebligat yapılabileceğinden) alacaklı vekilinin şikayetinin kabulüne, bildirim yapılmadığı takdirde ise, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligat usulsüz olsa dahi muhatabın takipten haberdar olması halinde tebligat geçerli sayılacağından, muhatabın beyan ettiği tarihin “tebliğ tarihi” olarak kabul edileceği-
Borçlu asile yapılan tebligatın geçersiz olduğu, borçlu vekiline ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihi göre ise yapılan borca itiraz süresinde olduğundan, borçlu vekilinin borca itirazının esasına girilerek incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Komşu imzası alınmadığı gibi imzadan imtina ettiğine dair bir şerh bulunmadığı ve muhtarın imzası da bulunmadığından anılan tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu-
Borçlu tarafından bizzat bildirilen adres olması halinde (6099 sayılı kanun ile yapılan değişiklikten önceki) Tebligat Kanununun 35/son maddesine göre tebligat yapılmasının mümkün olduğu-