Davalı vekiline yapılan karar tebliğinin parçasında muhatabın yetkili sekreterine tebliğ edildiği, ancak; davalının adreste bulunmama sebebinin yazılmadığı anlaşıldığından usulüne uygun bir tebligattan söz edilemeyeceği-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Tebligatta, muhatabın adreste bulunmama sebebinin, isim ve imzadan imtina eden komşudan "bilinmiyor" şeklinde yazılarak muhtara tebliğ edildiği, yapılan bu tebligatın, muhatabın adreste bulunmama sebebinin araştırılmamış olması, isim ve imzadan imtina eden komşu beyanına göre tebligat yapılması ve muhatabın tevziat saatleri içinde adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilememesi nedeniyle TK'nun 21/1. maddesine göre geçersiz olduğu-
Tebligatı alan kişinin, şikayetçi şirket aleyhine icra takibi yaptığı, diğer anlatımla aralarında husumet bulunduğu anlaşılmakla, şikayete konu tebliğ işleminin bu yönüyle Tebligat Kanunu'nun 39.maddesine aykırı olduğu-
Borçlu şirket adına gönderilen satış ilanının, diğer borçlu şirketin yönetim kurulu üyesine tebliğinin, tebligat kanununun 39. maddesine aykırı (geçersiz) sayılacağı-
Borçlunun ev adresi tespit edildiği ve resmi kurumca bildirildiği halde firmasının adresi esas alınarak tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca borçluya tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Borçlu şirketin yetkili temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden çalışanına tebligat yapılamayacağı-
Muhatap tarafından tebligattaki imza inkâr edildiğine göre mahkemece, HMK'nun 211. maddesi gereğince imza yönünden yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği-