Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Ödeme emrinin ilamdaki vekil yerine asile tebliğ edilmesi ödeme emrinin iptalini gerektirse de, borçlu icra mahkemesine esasa yönelik itiraz ve şikayetlerini de bildirdiğinden, tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararının olmadığı, borçlunun esasa ilişkin itiraz ve şikayetlerinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verileceği-
Borçlu şikayetinde, tebliğ yapılan kişinin kardeşi olmadığını beyan ettiğine göre bu iddianın ve muhatabın adreste bulunmama nedeninin araştırılmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olacağı-
Tebligat Kanunu 35. maddesine göre yapılan tebligat, borçlunun adres kayıt sisteminde adresi olmadığı taktirde yapılabileceğinden yine Tebligat Kanunun 35. maddesinde belirtildiği hal ve şartlara uygun yapılmadığından usulsüz olduğu-
Tebliğ işleminin, muhatabın çarşıya gitmesi sebebiyle mahalle muhtarı imzasına teslim edilip 2 nolu formülün kapısına yapıştırılarak komşusuna haber verildiği belirtilmek suretiyle yapıldığı, ancak beyanı alınan komşunun imzasının alınmadığı gibi imzadan imtina durumunun belirlenmediği görülmüş olduğundan bu hali ile tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddesi hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu-
Borçlunun takibin dayanağı olan kira sözleşmesindeki kefilliği adi kefalet olup, BK.nun 486.maddesi gereğince adi kefilden alacağın talep edilebilmesi için, borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın takibin semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi gerektiğinden borçlunun, hakkında takip yapılamayacağına ilişkin şikayeti de yerinde olup icra takibinin bu borçlu yönünden iptali gerekeceği-
Tebligat yapılan adresin, ticaret sicilindeki adresle aynı sokak, kapı numarası ve semt isimlerini ihtiva ettiği, sadece mahalle isminin farklı yazıldığı görüldüğünden mahkemece bu mahalle isimlerinin aynı yere ilişkin olup olmadığının araştırılarak; oluşacak sonuca göre: aynı ise ticaret sicilindeki adrese yapılan tebligat usule uygun olacağından şikayetin reddi ve itirazların da süreden reddi; aynı değil ise tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile itirazların esasının o zaman incelenmesi gerekeceği-
Her ne kadar borçlu tüzel kişinin ve Ticaret Sicil müdürlüğünce bildirilen Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan Beşiktaş’taki adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade olunması üzerine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış ise de; alacaklı tarafından, takipten önce, takibe konu faturalarda yazılı olan Üsküdar’daki adreste bu faturalarla ilgili noterden ihtarname tebliğ edildiğine göre, borçlunun bilinen son adresi faturada yazılı olan Üsküdar adresi olduğundan bu hali ile borçlunun Ticaret Sicilinde bulunan ve Ticaret Sicil müdürlüğünce bildirilen adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği-