Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliği’nin 35. maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olacağı, zira bu belgeleme işleminin, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacağı-
Bonoya dayalı kambiyo takibinde borçlunun icra mahkemesine, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin başvurusu hakkında mahkemece, İİK.nun 169/a-4, 5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazlar(parseller) hakkında verilen tescil kararları davacının Almanya'daki adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilmek suretiyle kesinleştiği ve bu taşınmazlar yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği,2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. maddesinin 7. fıkrası uyarınca;harç ve vekalet ücretinin bedel tespiti davalarında öngörüldüğü şekilde maktu olarak belirlenmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin yetkili mümessillerinin hangi nedenle tebligatı alamayacak durumda oldukları belirtilmeksizin şirketin işçisi imzasına tebliğ edildiği, davetiyenin Tebligat Yasası ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre yöntemine uygun şekilde tebliğ edildiğinin kabul edilemeyeceği-
Borçlu aleyhine yapılan takipte icra emrinin ilamdaki vekil yerine asile tebliği işlemi usulsüz olsa da 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması halinde bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebliğin geçerli sayılacağı, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Tebligat, bir davaya ilişkin işlemleri o davayla ilgili kişilere bildirmek için, mahkemelerce Kanuna uygun biçimde yapılan bir belgelendirme işlem olduğundan, Kanun ve Yönetmelik (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü) hükümlerinin en küçük ayrıntılarına kadar uygulanmasının zorunlu olduğu- Borçluya gönderilen ödeme emri Tebligat Kanunun 21. maddesine göre yapılmış; ancak tebligat evrakında muhatabın neden adreste bulunmadığı, adresten kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi ayrıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığından, borçluya yapılan ödeme emrinin tebliği işleminin usulüne uygun olmadığı-
Takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciiye yöneltebilmesinin usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabileceği-
E.tmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar adına çıkartılan tebligatın vekillerine yapılması gerekeceği-
Şikayetçi kendisini vekille temsil ettirdiği halde takipte icra emrinin vekile değil asile çıkarıldığı, borçlunun süreyi geçirerek icra mahkemesine başvurduğu, tebligatın usulsüz olduğunu belirtip hacizlerin terkinini istediği, bu durumda usulsüz çıkarılan icra emrinin iptal edilmesinde hukuki yararının da olduğu, o halde mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Muhatab tevziat anında adresinde kendisinin veya aile sakinlerinin şehirde olması nedeni ile tebliğ evrakının Teb. Kan. 21. maddesine göre muhtar imzasına teslim edilerek iki nolu ihbarname muhatabın kapısına yapıştırılarak tebliğ edilse ve imzadan imtina eden en yakın komşusuna haber verilse de borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğinin saptanması gerekeceği, tebligatın bu haliyle geçersiz olup muhatabın tebligattan haberdar olması halinde tebligatın muteber sayılacağı-