Tebliğ yapılmak istenen kişinin bilinen en son adresine tebligat çıkartılması gerekeceği; İcra takip dosyasında, borçlunun bilinen en son adresinin tesbiti zımnında Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yazılan müzekkere cevabı beklenmeden tapudan gelen adrese satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Şikayetçinin her ne kadar icra mahkemesine başvurusunda tebligatların kendileriyle ilişkisi olmayan kişiye tebliğ edildiğini belirtmiş ise de, tebliğ yapılan C.D’nin şirket çalışanı olmadığı yönünde herhangi bir delil sunmadığı, dolayısıyla tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu-
Davalı şirkete dava dilekçesi "şirkette çalışan daimi işçisi” şerhiyle tebliğ edilmiş ise de, tüzel kişilere yapılacak tebligat, tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, durumun tebligata şerh düşülmesi ve ondan sonra tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği o nedenle tüzel kişinin tebligatı alacak yetkili temsilcisinin ne sebeple iş yerinde bulunmadığı tebligata yazılmadığından yapılan bu tebligatın usulüne uygun olduğunun söylenemeyeceği-
Tebliğ memuru tarafından, adresin kapalı olup olmadığı ve borçlunun adresinde borçlu şirket yetkilileri ve çalışanının bulunup bulunmadığı araştırılmadan tebligatın muhtara bırakıldığı tebligat üzerine muhatap şirketin adresinin tam olarak yazılmadığı görülmüş olup; bu hali ile tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Kanunun 12, 13, 21/1. ve 23/3 maddeleri ile Tebligat Tüzüğü'nün 17 ve 18. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olduğundan usulsüz olduğu-
Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmasının, 6100 Sayılı HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvurunun bu hali ile 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti olduğu-
Şikayetçi adına çıkarılan ödeme emri tebliğinin takip borçluları arasında yer alan … Ltd. Şti adresinde borçlu şirkete çıkartılan ödeme emri tebliğini de alan şirket çalışanı imzasına tebliğ edildiği, adı geçen şirketin ise takipte asıl borçlu olduğu anlaşılmış olduğundan borçluya yapılan tebliğ işleminin hasma tebliğ yasağı kapsamında 7201 sayılı Tebligat Kanununun 39.maddesi hükmüne de aykırı ve usulsüz olduğu-
İcra takip talebine ekli hazirun cetvelinde borçlunun adresi mevcut olduğundan öncelikle Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre bu adrese tebligat gönderilmeden doğrudan borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin, aynı kanunun 10. maddesi hükmüne aykırı olduğundan yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Borçlunun takip talebinde de yer alan bilinen en son adresine tebligat çıkartılmadan doğrudan mernis adresine tebligat gönderilmesi ve tebligatın üzerinde mernis adresi olduğunun belirtilmemesi nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uyulmadan doğrudan aynı kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmış olmasının usulsüz olduğu-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emri ve eklerinin, takip talebinde bildirilen adrese çıkarılmadan borçlunun mernis adresi esas alınmak suretiyle ancak buna ilişkin şerh düşülmeksizin, doğrudan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesine göre tebliğ edildiği, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu-