Davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başkaca durumların iddia edilmediği, bu halde sırf yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile ortaklarının bir kısmının aynı olması ve holding-yavru şirket ilişkisinin bulunması davalı şirketin de davacının taleplerinden sorumlu olduğunu sonucunu doğurmayacağı, dosya kapsamındaki belgelere göre yargılama sırasında davacının işvereninin dava dışı şirket olduğu anlaşılmasına rağmen, davacı tarafından maddi hataya dayalı bir taraf hatası yapıldığı ileri sürülerek dava dışı bu şirketin davaya dahil edilmesinin de istenmediği, şu halde davanın husumet sebebiyle reddi gerekirken bunun yapılmayarak dava hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Mahkemece; davaya konu olay ile ilgili olarak İsrail Devleti aleyhine yapılmış eldeki tazminat talebi nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 124/2. maddesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti Maliye Hazinesi'ni davaya dahil etmek üzere davacı tarafa süre verilmesi ve dahil edildiği takdirde temyiz aşamasında yürürlüğe giren "Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması"nın tüm maddelerini birlikte değerlendirerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Mahkemece; davaya konu olay ile ilgili olarak İsrail Devleti aleyhine yapılmış eldeki tazminat talebi nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 124/2. maddesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti Maliye Hazinesi'ni davaya dahil etmek üzere davacı tarafa süre verilmesi ve dahil edildiği takdirde temyiz aşamasında yürürlüğe giren "Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması"nın tüm maddelerini birlikte değerlendirerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Davacı, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında dilekçe verip başvuru ve peşin harcı yatırdığına göre yasal düzenlemeler uyarınca adı geçen davalı hakkında usulüne uygun şekilde açılmış bir davanın olduğunun kabulü gerekeceği, bu yön gözetilmeksizin HMK 124 vd maddelerindeki koşulların oluşmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı sıfatının Maliye Hazinesi'ne ait olduğunun, diğer davalı İstanbul Gümrük ve Muhafaza Baş Müdürlüğü yönünden ise temsilcide yanılma halinin var olduğunun anlaşıldığı, davalı İstanbul Gümrük ve Muhafaza Baş Müdürlüğü yönünden temsilcide yanılma bulunduğuna göre, hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, tazminatın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği- Davacının talebinin dayanağı haksız fiil olup hesaplanan tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken salt davacının sıfatı nedeniyle ticari iş olmayan ya da tacirler arası haksız fiilden kaynaklanmayan somut davada, belirlenen davacı zararının reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhale konusu edilen ipotekli taşınmazı takipten evvel satın alan kişinin asıl borçlu yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığının, satışa hazırlık aşamasında alacaklının, yeni malikin adres bilgilerinin tespiti ile satış işlemlerinin yapıldığı talimat dosyasına gönderilmesi talebi üzerine talimat dosyasından yeni malike satış ilanı tebliğ edildiğinin, adı geçen malik takibe dahil edilmeden sadece satış ilanı tebliği yapılarak, satışın yapıldığının görüldüğü, ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu hususun, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekeceği, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye satış ilanı tebliğ edilmesinin, usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği-
Davalı Adalet Bakanlığı yönünden temsilcide yanılma bulunduğuna göre, hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, tazminatın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Gerekçeye bakılmaksızın dahi; yasa koyucunun daha ağır usul hatası olan tarafın yanlış gösterilmesinde kabul edilebileceğini belirttiği iradi taraf değişikliğinin, diğerine göre daha hafif usul hatası içeren temsilde yanılma halinde de yapılabileceğinin kabulü gerekeceği, bu nedenle HMK'nun 124. maddesinin temsilcide yanılma suretiyle tarafın hatalı gösterilmesi halinde de uygulanabileceği, somut olay değerlendirildiğinde; davanın Maliye Hazinesi'ne yöneltilmesi gerekirken, Adalet Bakanlığı'na yöneltilmiş olmasının temsilcide yanılma olarak kabul edilmesi gerekeceği, bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince öncelikle davacıya süre verilerek dava dilekçesinin Maliye Hazinesi'ne tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması gerekeceği-