Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği-
HMK.'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve icra emri tebligatının vasiye tebliği zorunlu olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline ve yeniden kısıtlı borçlunun vasisinin yer aldığı usulüne uygun icra emri düzenlenerek vasiye tebliğe çıkartılması yönünde karar verilmesi gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde borçlu olarak sadece dava dışı asıl borçlunun gösterildiği dikkate alındığında, ipotekli taşınmazlardan birinin maliki olan davacı kefilin menfi tespit davası açmakta hukukî yararının bulunup bulunmadığı- Ticarî krediyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davacının temerrüdünün oluştuğu, davaya konu krediden doğan banka alacağının davacı kefilden tahsili amacıyla yapılan icra takibinin hâlen derdest olduğu, eldeki davaya konu takip dosyasında; dava dışı asıl borçluya ve ipotek veren üçüncü kişi konumunda olan davacıya ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte icra emri gönderildiği, takip konusu alacağın aynî teminatını oluşturan ipotekle takyit edilmiş taşınmaz bulunmakta olup, davacıya ait taşınmazın da bu taşınmazlar arasında olduğu, davalı bankanın TMK.'nın 873/3. maddesine uygun talepte bulunduğu ve takip talepnamesinde davacı ile ipotek veren diğer üçüncü şahısları doğru olarak borçlu hanesinde değil, "rehin veren üçüncü şahıslar" hanesinde gösterdiği- İİK 149 ve 149/b maddeleri, "ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek veren üçüncü kişi ise takip talebinin borçlu kısmında asıl borçlu ile birlikte ipotek veren üçüncü kişinin de taraf olarak gösterilmesini" düzenlemekte olup, bu hükümlere göre, asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında "şekli mecburi takip arkadaşlığı" olduğundan, ipotek veren davacının eldeki menfi tespit davasını açmakta hukukî yararı bulunduğu-
Borçlunun TMK'nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4.maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkün olsa da alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine,  vasiye  gönderilen icra emrinin kısıtlı borçluya gönderilen ilk icra emrinin aynısı olduğu- Böylece HMK'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin,  ek takip talebi ile takipte  gösterilmesi ve icra emri tebligatının vasiye tebliğinin zorunlu olduğu- 
Dava dilekçesi ve Hazine tarafından sunulan dilekçelerin içeriğine göre, dava dilekçesinde davalı olarak Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine gösterilmiş ise de, Hazinenin davada vekil ile temsil edilmesi, sunulan dilekçelerin Hazine adına sunulduğunun belirtilmesi ve savunma hakkının kısıtlandığına dair bir itirazının da bulunmaması karşısında, somut olayda taraf teşkilinin tamamlandığının kabul edilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında , dava değeri takip konusu alacak ile iptali tabi şeyin tasarruf tarihindeki değerinden hangisi daha düşük ise o değer üzerinden harç ve vekalete hükmedileceği- Dava konusu taşınmaz ile ilgili kısım bedele dönüştüğüne göre, bu bedelin alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak ve dava konusu taşınmazın davalının elinden çıktığı tarihteki değeri üzerinden tazminatın davalıdan , diğer dava konusu hisse senedinin ise diğer davalının elinden çıktığı tarihteki hisse değeri kadar da yine alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak diğer davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu hususun, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekeceği, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye kıymet takdir raporu ve satış ilanının tebliğ edilmesinin usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği, bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, ipotekle yükümlü üçüncü kişi yönünden ek takip talebinde bulunulması ve buna göre düzenlenecek icra emrinin tebliği gerekirken, adı geçen usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazın ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince; ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalı D...'ın pasif husumet ehliyetinin bulunduğu gözetilerek, 17/06/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun'un 21 inci maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17'nci maddesinde yapılan değişiklikle kayıp-kaçak ve diğer bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edildiği gibi karar tarihi sonrasında yürürlüğe giren bu yasa değişiklikleri halen devam eden davalarda da uygulanacağından, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17'nci maddesi ile Geçici 19 ve 20'nci maddelerinin somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının tartışılarak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; okul aile birliğinin tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığı, buna göre 09.02.2012 tarihli ve 28199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliği hükümleri gereğince okul aile birliğine özel hukuk alanında hukukî işlem, kiralama sözleşmesi yapma yetkisi verilmesi karşısında bu sözleşme ile ilgili ihtilaflarda dava açma hakkının bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre Milli Eğitim Bakanlığına davanın yöneltilerek davaya muvafakatinin ve davacı olarak davada yer almasının sağlanmasının gerekip gerekmediği-
Davacı borçlunun maaşı üzerinde ilk sırada bulunan haciz alacaklısının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü davanın genel muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu ve husumetin borçlu ile birlikte, mecburi dava arkadaşı olan, alacağının muvazaalı olduğu ileri sürülen alacaklıya karşı yöneltilmesi gerektiğinin kabulü gerektiği- Aleyhine muvazaa iddiasında bulunulan eski eşe husumet yöneltilmemiş olmasının kabul edilebilir yanılgı olduğu (HMK. 124/4)- Mahkemece "sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun davalı sıfatı olmadığından bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-