Dava konusunun aynı sebeplerden kaynaklanmakta olduğu, dava sebepleri bakımından birlikte araştırma yapılması gereken hukuki durumun bulunabileceği, bir dava hakkında verilecek kararın diğer davayı hukuken etkilemesinin muhtemel olmasından dolayı birleştirme kararının yerinde olduğu, davalı ... yönünden ayniyetten bahsedilemeyeceğinden 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı bendinde düzenlenen derdestlik dava şartının varlığından da söz edilemeyeceği-
Takip yapılan ve ödeme emri gönderilen borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan şirket iki farklı tüzel kişilik olduğundan, üçüncü kişi vekilinin yaptığı itirazın borçlu yönünden hukukî sonuç doğurmayacağı- Borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan üçüncü kişi şirketin vekillerinin aynı olmasının da itiraz dilekçesine geçerlilik kazandırmayacağı, icra dairesince takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Mimari projeye aykırı olduğu iddia edilen balkonun eski hâle getirilmesi istemine ilişkin eldeki davada, dosya kapsamı itibariyle sitede toplu yapıya geçilmediğinden uyuşmazlığa genel hükümlerin uygulanarak davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
TBK. 19 gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı açılan iptal davasında, borçlu tarafından ilk satış yapılan şahıs ve varsa diğer satış yapılan şahıslarında davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Mahkemece "dava konusu aracı satın alanların son malike kadar isimleri belirlenmiş olarak, dahili dava sağlanması için süre verilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra "tüm kayıt malikleri" yönünden muvazaa olgusu (TBK 19) araştırılarak var olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne tümü yönünden muvazaanın varlığının ispatlanmaması halinde dava bedele dönüşmeyeceğinden reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memurunun, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme emri göndereceği, anılan maddede sözü edilen bu hususun, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektireceği, icra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike icra emri gönderilmemesinin ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesinin yasaya aykırı olduğu, bu eksikliğin ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabileceği, bu hususun takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Araç muayene belgelerinde kuzey-güney ayrımı yapılmaksızın sadece “TÜV-TÜRK” logosunun yer aldığı ve fakat resmi internet sitesinin iletişim bölümünde ise yalnızca Tüvtürk Kuzey A.Ş.’nin ticaret unvanın bulunduğu hususları gözetildiğinde, pasif husumetin tayininde bahsi geçen yanılmanın kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının kabulü gerekeceği, bu durumda mahkemece, HMK'nın 124 ve 115. maddeleri gereğince, davacıya iradi taraf değişikliği yapmak üzere süre verilip dava dilekçesinin ilgilisine tebliği sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacağın temliki, kendilerine bildirim yapılmadığı hallerde borçlu yahut mirasçılarının bu temlikten haberlerinin olmasının beklenemeyeceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı anlaşıldığından HMK 124/4 maddesi gereğince davacıya taraf değişikliği yapmasına izin verilerek davanın...’na yöneltilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatifin tüzel kişiliğinin halen devam ettiği, tüzel kişiliğin devamı süresinde dairelerde oturan gerçek kişilerin 'site yönetimi' adı altında bir yönetim oluşturup site yönetiminin dairelerde oturan kişilerden aidat tahsil ettiği ve kooperatifin tüzel kişiliğinin devam etmesi sebebiyle oluşturan site yönetiminin hukuken varlığının kabulü tartışmalı olduğu somut olayda hukuki tasnifin hakime ait olduğu- Dava dilekçesinde davacı kooperatifin site yönetimi olarak gösterilmiş olmasının, davacı kooperatifin taraf sıfatı olmadığı anlamına gelmeyeceği- Davacı kooperatifin verdiği hizmete katılma payı niteliğindeki aidat alacağını davalı kooperatif üyelerinden isteyebileceği; bu nedenle davanın kooperatif hukukundan kaynaklandığının kabulüyle işin esası incelenerek aidat alacağının olup olmadığı, aidat alacağının kaynaklandığı dönem ve faizler hususunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre hükme varılması gerektiği-
Yargıtay bozma ilamında “Muhdesatın tespiti davalarında taşınmazın tapusuz olması halinde Hazine ile ilgili Köy veya Belediye Tüzel Kişiliğinin davada yer almasının zorunlu” olduğunun belirtildiği ve mahkemece 1. celsede bozma ilamına uyulduğu, hal böyle olunca 6360 sayılı Kanun gereğince ilgili kamu tüzel kişiliği olarak davada yer alması gereken ............. Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın davaya dahil edilmesi gerekeceği, taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartı olduğu, taraf teşkilinden sonra Hazine ve ..., ... hakkında olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde HMK’nin 124 maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Tapu sicil Müdürlüğü'nün ........... tarihli yazısından ............ numaralı parselde davalı adına kayıtlı bulunan ............... hissenin davalı ... tarafından ........... tarihinde davalı ...'a satıldığının anlaşıldığı, tapu iptal ve tescil davaları tapu kayıt maliki aleyhine açılacağından dava tarihi itibariyle dava konusu hissenin malikinin ... olduğu ancak Tapu Sicil Müdürlüğünün ........... tarihli yazısından anlaşıldığından davalı olarak tek başına ...'ın gösterilmesinin HMK.'nun 124. maddesi hükmü gereğince kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı, 6100 sayılı HMK'nun 124. maddesi gereğince tarafta iradi değişiklik değerlendirilerek hüküm kurulması gerekeceği-