Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunması olduğundan, tespiti istenen dönemde kişinin sigortalı niteliği taşıyıp taşımadığı ile yapılan işin kanun kapsamına girip girmediğinin araştırılması gerektiği- Çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabileceği- Tanıkların, hizmet tespiti istenen tarihte, iş yeri veya komşu iş yeri sigortalısı ya da işvereni olup olmadıklarının araştırılması, davalı Kurumdan, bu kişilerin belirtilen tarihte sigortalılık bildirimlerinin hangi iş yerinden yapılmış olduğu da sorularak, elde edilen bilgilerin ifadelerde belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediğinin de irdelenmesi, iş yerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanların kontrol edilmesi gerektiği- Hizmet tespitine yönelik olarak açılan dava kamu düzenini ilgilendirdiğinden HMK’nın 124’üncü maddesinde düzenlenen ‘Tarafta İradi Değişiklik’ durumunun dava konusu olayda uygulanamayacağı-
İl Müdürlüğü'nün, Bakanlıktan ayrı bir tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla taraf ehliyetinin bulunmadığı, esasen davacının kabul edilebilir yanılgısı nedeniyle temsilcide hataya düştüğü anlaşılmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesine göre davanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na yöneltilmesi için davacı tarafa mehil verilmesi, usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak tarafların gösterdiği delillerin toplanması ve dosya yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Dosyada yapılması gereken taraf değişikilği, dürüstlük kuralına aykırı olmayan ve karşı tarafın rızasının aranmadığı taraf değişikliği niteliğinde olduğundan, mahkemece Kardeşler adı geçen şirkete dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu-
İş ortaklığının ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığı gibi ortaklığı oluşturan şirketler tüzel kişiliklerini koruduğundan, dava dilekçesinin ayrı ayrı iş ortaklığını oluşturan şirketlere tebliğ edilmesinin ve taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanmasının gerekli olduğu-
22. HD. 25.02.2019 T. E: 2016/6013, K: 4184-
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde "K. Engelsiz Yaşam Rehabilitasyon Merkezi" aleyhine dava açmış ise de, davayı "Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü"nün takip ettiği ve verilen hükmü de yine il müdürlüğü vekilinin temyiz ettiği, İl Müdürlüğü'nün, Bakanlık'tan ayrı bir tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla taraf ehliyetinin bulunmadığı, esasen davacının kabul edilebilir yanılgısı nedeniyle temsilcide hataya düştüğü anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesine göre davanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na yöneltilmesi için davacı tarafa mehil verilmesi, usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Davacının yıllık izin formlarındaki izin sürelerinin mahsubuna gidilerek bakiye süre için izin ücretinin hüküm altına alınması yerinde ise de, dosyaya davalı tarafça sunulan “günlük devam izlenimi” adı altındaki kayıtlarda da davacının yıllık izin kullandığına dair kayıtların mevcut olduğu, bu çizelgelerin de davacı asıla sorulması ve izin formları ile karşılaştırılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
22. HD. 20.02.2019 T. E: 2017/20138, K: 3788-
Davacı borçlu davalı alacaklı banka aleyhine menfi tespit davası açmış ise de, banka takipteki alacağın davadan önce Varlık A.Ş.’ye temlik etmiş, dava tarihi itibariyle bankanın pasif dava ehliyeti bulunmadığı ancak dava dilekçesinin bankaya tebliği üzerine temlik alan Varlık A.Ş.'nin davaya cevap vermiş olduğu ve böylece davayı benimsediğinden davanın başlangıçta bankaya açılmış olmasının HMK. mad. 124 gereğince davalı taraf sıfatında yanılgı kabul edilebileceği- Karar başlığında temlik eden davalı bankanın yeniden davalı gösterilmesinin atalı olduğu- Dava devam ederken temlik alan Varlık A.Ş. takip dosyasını bu kez bir başka Varlık Yönetim A.Ş.’ye temlik ettiğinden, ve bu yeni temlik alan şirketin de katılma suretiyle tüzel kişiliği sona erdiğinden gerekçeli kararda önceki şirketin gösterilmiş olmasının hatalı olduğu- Menfi tespit davasında, davacının borcunun bulunmadığı ve menfi tespit istediği kısım değil borçlu olduğu kısım üzerinden olumlu tespite karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Taraf sıfatı bulunmayan iş ortaklığı aleyhine dava açılmasının ve bu şekilde davanın sonuçlandırılmasının hatalı olduğu-
Aralarında hâkim ortak- bağlı şirket ilişkisi bulunan, adresleri ile yöneticileri aynı olan ve unvanları arasında büyük bir benzerlik bulunan şirketlerde hataya düşülmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı- HMK'nın 124/3-4’üncü maddesindeki taraf değişikliği koşullarının bulunduğundan, davanın sıfat yokluğundan reddinin hukuka uygun olmadığı-