İİK'nın 149. madde hükmüne göre, icra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılmasının asıl olduğu-Takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceği- Şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğu- Bu husus kamu düzeni nedeniyle mahkemece re'sen gözönünde bulundurulması gerekeceği-
Kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespitine ilişkin davada davacı adına ihtilaf konusu dönem içerisinde dava dışı işverenler tarafından yapılmış bildirimler bulunmakta olup yapılan yargılama sonucunda verilecek hükmün sözü edilen işverenlerin hak alanını etkileyebilecek mahiyette olduğu da gözetildiğinde; hüküm mahkemesi sıfatıyla hareket eden Bölge Adliye Mahkemesince uyuşmazlık konusu çalışma döneminde farklı işverenler yanından bildirim olması karşısında bu işverenler yanından yapılan bildirimlerin iptalinin istenip istenmediği davacıdan sorularak davalı işyerinde çalıştığını iddia ettiği dönemde başkaca işverenler tarafından yapılmış olan sigorta bildirimlerinin iptalinin de istendiğinin anlaşılması halinde bu işverenlere de kapsamında husumet yöneltilerek davaya katılımları sağlandıktan ve ilgili işverenlerin göstereceği deliller toplandıktan sonra sonucuna göre yapılacak irdeleme ile karar verilmesi gerektiği-
Davanın davalı sıfatı ile Y. Kaymakamlığına yöneltildiği, yargılama sırasında vekalet verilen vekilin İçişleri Bakanlığını temsil görevi bulunduğuna veya İçişleri Bakanlığını temsilen hareket ettiğine dair dosyada bilgi bulunmadığının anlaşılması karşısında, taraf sıfatının İçişleri Bakanlığına ait olduğu gözetilerek bu konudaki eksikliğin HMK 124. madde hükümlerine uygun olarak giderilmesi suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Vakıf evladı olduğunun tespiti davasının, çekişmeli yargı işi olduğu- Hasımsız olarak açılan davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında yasal hasım sıfatı bulunan davalıların davaya eklendiği, dava konusunun vakıflar hukukuna ilişkin olması ve bu alanın karmaşık bir niteliğe sahip olması dikkate alındığında davacının "yasal hasım" konumunda bulunan davalıları eldeki dava dilekçesinde davalı olarak göstermemiş olmasının aynen 6100 sayılı Kanun'un gerekçesinde işaret edildiği üzere "haklı bir yanılma" olarak kabul edilmesi gerektiği; bu yanılmanın dürüstlük kuralına aykırı bir yönünün bulunmadığı- Davacının yargılamayı uzatmak yönünde bir niyeti olamayacağı gibi bunda hukuki bir yararının da bulunmadığı, eksikliğin giderilmiş olduğu ve yargılamaya gerçek tarafla devam edilerek esas hakkında karar verildiği, gelinen aşama dikkate alındığında davanın sırf bu nedenle usulden reddine karar verilmesinde daha üstün bir yararın bulunmadığı-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaza müdahalenin men'i ,kal ve ecrimisilin tahsili istemi-
Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebinin kabul edilebileceği-
Davanın 18.08.2022 tarihinde İş Mahkemesinde ... ... San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açıldığı ve dava dilekçesi ekinde 29.06.2022 başvuru tarihli ve 07.07.2022 tarihli anlaşamama son tutanağının sunulmuş olduğu- Davacı vekilinin 17.11.2022 tarihli beyan dilekçesi ile hasımda yanıldıklarını fark ettiklerini belirterek 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi uyarınca davanın doğru hasım olan ... ... Montaj İzolasyon Taah. Turz. Nak. San. Tic. Ltd. Şti.ne yöneltilmesini talep ettiği ve aynı dilekçe içinde doğru hasım olan ilgili ... ... Şirketinin adresini belirterek yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiğinin görüldüğü- 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi uyarınca taraf değişikliği işleminin gerçekleştiği kabul edildiğinde, bu işlemden önce yeni davalıya karşı arabuluculuk başvurusunda bulunulmasının dava şartı üzerindeki etkisinin ele alınması gerekeceği- Dosya kapsamından davacının 05.10.2022 tarihinde davalı ... ... Şirketine karşı arabuluculuğa başvurduğu, taraflar arasında 26.10.2022 tarihli arabuluculuk son (anlaşmama) tutanağının düzenlendiğinin görüldüğü- İlâmın Değerlendirme bölümünün (13) numaralı paragrafında da belirtildiği gibi davalı tarafta iradi taraf değişikliği, yargılama esnasında yeni açılmış bir dava olarak görülebileceği-Yeni davalıya karşı dava, bu talebin yöneltilmesiyle açılmış sayılır ve dava açılmasının usul hukukuna ilişkin sonuçları doğuracağı- Somut olayda, davacının davayı yeni davalıya yöneltmeden önce arabuluculuk başvurusunda bulunduğunun açık olduğu- Bu durumda 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun uygulanmasındaki amaç ve usul ekonomisi gözetildiğinde; Mahkemece arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği kabul edilmesi gerekeceği-
İcra takip dosyasında, şikayetçi hakkında hali hazırda düzenlenmiş iki ayrı takip talebi bulunmakta olup, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk takip talebindeki eksikliklerin yeni takip talebi ile giderildiğinden bahisle şikayete konu ilk takip talebinin hükmü kalmadığı gerekçesinin aksine, şikayete konu ilk takibin iptal edilmediği sürece ayakta ve geçerli olduğu, dolayısıyla şikayetçinin takibe dayanak bonoda isim ve imzası bulunmadığı halde şahsen borçlu sıfatı ile gösterildiği takip talebinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince, şikayete konu takip talebi hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı, her ne kadar ............. Ticaret ve Sanayi Odasına husumet yönelterek işbu davayı açmış ise de amacının ................ Ticaret Sicil Müdürlüğünü dava etmek olduğu, davacı, davasını yanlış kuruluşa yöneltmekle hasımda değil, temsilcide yanıldığından, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, bu yanlışlık düzeltilerek davaya ................. Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı devam olunması veya 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrası değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Otoyol aydınlatma bedelinin tahsiline ilişkin itirazın iptali davasında, mahkemece alınan bilirkişi raporu ve ilgili mevzuat (4628 s. K. Geç. 17, Aydınlatma Yön. 3-4. md.) gereği, protokole konu yolların "karayolu aydınlatması" kapsamına girmediği, protokolde kastedilen otoyolların davalı İdare tarafından işletilen ve geçen araçlardan ücret toplanan yollar olduğu, davaya ve itiraza konu yolların ise, davalı İdarenin geçen araçlardan ücret almadığı yollardan olduğu, söz konusu yollardaki genel aydınlatma bedellerinden davalı kurumun sorumlu olmayacağı-