Vekalet ücretinin, mahkemece re'sen karara bağlanması gerektiği- Borçluya ait iki adet taşınmazın toplam şikayetçiye ihalesinin yapıldığı, ihale bedelinin alıcı tarafından takip dosyasına ödendiği, takip dosyasına kesin teminat mektubu sunulması karşılığında şikayetçi vekilinin talebi üzerine, ihale bedeli ile nemasından oluşan miktarın icra dairesince alıcı vekiline ödenerek, ihalenin kesinleşmesi üzerine teminat mektubunun paraya çevrildiği, bu aşamadan sonra borçlu vekilinin başvurusu üzerine icra müdürlüğünce ihalenin kesinleşmesi tarihine kadar işleyen nemanın Merkez Bankasının açıkladığı en yüksek mevduat faiz oranından hesaplanan bedelin  takip dosyasına ödenmesi için alacaklıya muhtıranın gönderildiği görülmüş olup mahkemece muhtırada istenen tutarın ihale alıcısının talebine uygun olarak düzeltilmesine karar verildiği ve ihale alıcısının nema alacağının kalmadığına dair talebinin ise bu kabul kararı kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından ihale alıcısının isteminin kısmen kabul edildiği ve buna göre de borçlu, kısmen haklı çıktığına göre, mahkemece, borçlu lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranlarına göre taraflar arasında paylaştırılması gerektiği-
Faiz alacağının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının fer'isi niteliğinde olduğu; asıl alacağa bağlı bu kalemin takibe konu edilmesi halinde icra vekalet ücreti hesaplamasının AAÜT uyarınca maktu olarak tayini gerektiği gibi, tahsil harcının da maktu alınması gerektiği-
Kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından önce olduğunun kabulü gerektiğinden olayda uygulanması gerekli Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 7. fıkrası uyarınca el koymaya ilişkin kamulaştırmasız elatma bedellerine dair dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin nispi hesaplanması söz konusu olmayıp maktu olarak belirlenmesi gerektiği-
Davalı şirketin münfesih hale geldiğinin tespiti ve sicilden terkini talepli davanın maktu harca tabi olduğu; konusu para olmadığı ve para ile değerlendirilemediği için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısım İkinci Bölümü uyarınca davalı yararına maktu vekalet ücretinin takdir edilmesi gerektiği-
Mahkemece, eşya ve ziynet alacağına yönelik davanın tümü reddedilmiş gibi değerlendirilerek eşya ve ziynet alacağı talep miktarının toplamı üzerinden davalı yararına yararına vekalet ücreti, davacı yararına da yasal mal rejimin mal rejimine dönüştürülmesi talebini kabulü nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedildiği; eşya alacağı davası, eşyaların yargılamanın ilerleyen aşamalarında davalı tarafından davacıya teslim edilip konusuz kaldığına göre, davacının eşya alacağı davası açmasında haklı olduğu kabulü ile, eşya alacağına konu edilen miktar üzerinden davacı yararına, reddedilen ziynet talebi üzerinden davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğuna göre peşin alınan harçtan maktu karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla alınan harcın davacıya iadesinin gerektiği; mahkemece bu kural gözardı edilerek yazılı biçimde nispi karar ve ilam harcının davacıya yükletilmesinin hatalı olduğu-
Temyiz harcının kaynağı, HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK'nun 434/2 maddesi ve 10.05.1965 tarih 1965/1-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı olduğu; bu İçtihadı Birleştirme Kurulu kararına göre, temyiz yoluna başvurmada maktu ilam harcının tamamının ya da nispi ilam harcının 1/4'nün peşin olarak alınması gerektiği; kabul ile sonuçlanan davada hükmü temyiz eden davalı 3. kişinin maktu temyiz karar harcını yatırmakla yetindiği anlaşıldığından, nispi harca tabi davalarda hükmü temyiz eden davalının, mahkemece hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte birini peşin olarak yatırması gerektiği-
İcra takibinin, ilamda hükmedilen vekalet ücreti alacağına ilişkin olduğu, vekalet ücreti taraf lehine hükmedildiğinden, alacaklı şirket adına vekil tarafından takip yapıldığı ve alacağın tahsil edildiği, asil adına tekrar, diğer vekil tarafından vekalet ücreti alacağı için başlatılan takibin mükerrer olduğu, bu nedenle şikayetin kabulü ile ikinci takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İşe başlatmama tazminatının talepten az veya sendikal nedenle 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca belirlenmemesi, davalı yararına avukatlık ücretinin kabulünü ve yargılama giderlerinin paylaştırılmasını gerektirmeyeceğinden davalı yararına avukatlık ücretine ve yargılama giderinden kısmi sorumlululuğa karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
HMK'nın 331. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedeceği; davada her iki tarafın da kısmen haklı çıkması durumunda, mahkemenin, yargılama harç ve giderlerini, haklı çıkma oranına göre taraflar arasında paylaştıracağı; (HMK m. 326/2) davadaki haklılık oranının dava edilenin bir bölümüne göre değil, tamamına göre belirleneceği; Davada haklı çıkan taraf, davayı vekil vasıtasıyla takip etmiş ise, lehine vekalet ücretine hükmedileceği; davanın kısmen kabulü halinde, kabul edilen miktar için davacı, reddedilen miktar için de davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği -