Boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan tazminatlara, talep edilmiş olması koşuluyla boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faize hükmedilir olduğundan, bu husus nazara alınmadan hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminata dava tarihinden geçerli olacak şekilde faiz yürütülmesine karar verilmesinin doğru olmadığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az görüldüğünden, hakkaniyet ilkesi gereği uygun miktarda maddi ve manevi tazminata karar verilmesi gerektiği- Yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınacağından, davacı-davalı kadının davasının kabulüne karar verildiği halde davacı davalı erkeğin lehine vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı tarafın dava açmadan önce Sulh Hukuk Mahkemesinde zararın tespitine dair keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği ve bu dosya kapsamında bilirkişi ücreti, keşif harcı ve tebligat gideri harcaması yapıldığı anlaşılmakta olup, HMK mad. 326/1 ve HMK mad. 323'e göre tespit giderlerinin yargılama giderleri ile birlikte hüküm altına alınması gerektiği-
Tespit masraflarının yargılama giderleri ile birlikte kabul ve ret oranına göre hüküm altına alınması gerekirken, tespit giderlerinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmeden maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması ve ayrıca asıl ve birleşen dava tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Mahkemece yargılama giderlerinin tamamının davacılar üzerinde bırakıldığı ve davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olup, davacıların dava yoluna başvurmadaki haklılığı ya da davalıların dava açılmasına haksız olarak sebebiyet verip vermediğinin hiçbir şekilde kararda değerlendirilmediği, bu hal açıklanan yasa hükümlerine aykırılık taşıdığından, tarafların davadaki haklılık durumlarının değerlendirilerek sonucuna göre yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumluluğun tayini için kararın temyiz eden davacılar yararına bozulmasının gerektiği-
Davalı banka tarafından dava kabul edildiğinden, davacının dava açmakta haklı olduğu dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Alacaklı vekilinin duruşmada itirazın kaldırılması talebinden feragat ettiği, mahkemece; davadan vazgeçme nedeniyle davanın reddine karar verildiği, yargılama giderlerinin alacaklı üzerinde bırakıldığı ancak vekille temsil edilen borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görüldüğünden, mahkemece, 6100 sayılı HMK ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri çerçevesinde inceleme ve değerlendirilme yapılarak borçlu lehine vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Vekille takip edilen davalarda vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayıldığı, davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderlerinden davacının sorumlu olduğu-
İpoteğin kaldırılmasına istemiyle açılan davaya konu taşınmazın, davanın devamı sırasında cebri icra ile satılması halinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybedeceği ve bu durumda, konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak bu durumda, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumları tespiti edilerek yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda da bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu paranın Vergi Dairesi tarafından yargılama sırasında davacıya iade edildiği anlaşıldığından davanın konusuz kaldığı- Mahkemece "konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilip, itirazın iptali davasının açıldığı sıradaki haklılık durumu gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretine de karar verilmesi gerektiği-
Açılan dava kısmen kabul kısmen red ile sonuçlanmış olmakla; davalılar lehine reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceğii-