Borçlu isteminin bir bölümünün reddi nedeniyle, kendisini yargılamada vekil ile temsil ettiren alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı, bunun, ücretin doğrudan doğruya avukata ödeneceği anlamına gelemediği, bu ücretin, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyeceği, haczedilemeyeceği- Borçlunun vekili nezdinde doğmuş bir alacağı söz konusu olmadığından istemin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mirasın hükmen reddi (TMK. mad. 605/2) istemine ilişkin davada, "davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığını araştırılarak" davanın kabulüne karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan "davalının" değil, "davacının" sorumlu tutulması gerektiği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı- Mahkemece "aynı ilama dayalı birden fazla alacaklı için ayrı ayrı icra takibi yapılmasında yasaya uymayan usulsüzlük bulunmadığı" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı-
Red sebebi aynı olan davalılar vekilleri lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Tescil işleminin idari nitelikte bir işlem olup Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuç olduğu, bu nedenle tescil isteminin ayrı bir dava olarak değerlendirilemeyeceği, buna göre Y,İDK kararının iptaline karar verilmekle birlikte, tescil isteminin reddedildiğinden bahisle davacının bir kısım yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği- İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğunun kabul edileceği, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken ölüm tarihinde muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Mirasın hükmen reddi (TMK. mad. 605/2) istemine ilişkin davada, "davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına" karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan "davalının" değil, "davacının" sorumlu tutulması gerektiği-
Bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- İmzaya itirazı kabul edilen borçlu kendisini bir vekille temsil ettirdiği halde, borçlu yararına 6100 Sayılı HMK’nun 323. ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11/3. maddesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmediğinden, mahkemece, anılan yasa hükmü uyarınca, alacaklının tazminat ve para cezasına mahkûm edilmesi ve ayrıca borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince hükmolunan yargılama giderinin neden ibaret olduğunun açıklanarak buna göre karar verilmesi gerektiği-