İnançlı işlem ile borçlu, alacaklısına malını rehin etmek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanımak yerine, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanıdığı, sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri verme sorumluluğu oluştuğu- Belge ile ispatı gerektiği ve fakat böylesine bir belgenin bulunmadığı uyuşmazlıklarda; davacıların sunmuş olduğu dekontların uyuşmazlık ile bağlantılı olduğunun saptanması halinde delil başlangıcı teşkil edeceği ve çekişmenin giderilmesinde gözardı edilemeyeceği- Somut olayda, öncelikle kredi ödemesine ilişkin dekontların okunabilir asıllarının ibrazının sağlanması, dekontların davacıların elinde bulunması hususu da gözetilerek delil başlangıcı niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi, bu nitelikte sayılması durumunda dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek çekişme konusu taşınmazın inançlı işlem kapsamında davalıya devredildiği kanaatine varılması halinde, kredi borcunun kim tarafından ödendiği üzerinde durulmak suretiyle, bu aşamada TBK mad. 97 düzenlemesi de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı/alıcının elindeki makineyi davalı/satıcıya fiilen teslim etmek şartı ile satım bedelini alabileceği (karşılıklı edimlerin aynı anda ifası gerektiği)- Davacı makineyi teslim edimini yerine getirdiğinde, davalının para borcunu iadesinde temerrüdü gerçekleşirse, temerrüt faizine makinenin iade tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği- Birlikte ifa kuralı gereğince, halen davacı elinde bulunan makinenin davalıya iadesine karar verilmemesi ve makinenin davacı elinde bulunduğu sürece faiz istenemeyeceği gözetilmeden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu-
TBK mad. 97'ye göre karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kural olarak kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemeyeceği, davalı arsa sahibinin sözleşmeden doğan haklarını, teminat altına alabilmek amacıyla elde tutulan bağımsız bölüm veya bölümlerin eksik ve ayıplı işleri tamamlamadan veya eksik ve ayıplı işleri bedeli ile gecikme tazminatı ödenmeden, sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davacı yüklenicinin tescile hak kazanamayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil talebine-
Yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan arsa payı veya bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için inşaatı sözleşme ve ekleri ile tasdikli proje ve inşaat ruhsatı ile kamu düzeninden olan imar mevzuatı ve yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tamamlayıp, arsa sahiplerine teslim etmesi gerektiği- İnşaat yapma borcunu yerine getirmeyen yüklenicinin, arsa sahibinden tapu devrini isteyemeyeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, arsa sahibinin kendisine özgülenen bağımsız bölümleri satması, kiraya vermiş olması vs. hallerinde kira tazminatı isteyemeyeceği- Fiili teslim tarihinin belirlenmesi, fiili teslim tarihinden önce satılmayan arsa sahibine ait bağımsız bölümler için kira tazminatına hükmedilmesi, fiili teslim tarihinden sonra kira tazminatı talep edilemeyeceği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken iskan iznin alındığı tarihine kadar kira tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğu- Kira tazminatının, talep edilebileceği tarihten itibaren TBK. mad. 147 uyarınca 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı; fiili teslim tarihinin tespiti sonrası, kira tazminatının talep edilebilir olduğu tarihten itibaren zaman aşımı itirazı hususunun değerlendirilmemesinin hatalı olduğu- Açılan bu dava ile taraflar arasındaki sözleşmenin tasfiyesi gerekeceğinden, zemin katta bulunan ve ortak alan olarak tapuya tescil edildiği anlaşılan 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlere ilişkin arsa sahibinin iddiasına yönelik olarak araştırma yapılıp talep edilebilecek durumda olması halinde birlikte ifa kuralı gereği verilecek kararda bu hususun da gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yüklenici edimlerini yerine getirdiği takdirde arsa sahibinden tapu kaydı talebinde bulunabileceği- Sözleşmede belirlenen tarihlerde eser meydana getirilmiş ise kararlaştırılan kademeli devire göre arsa sahiplerinin de edimini yerine getirmesi gerektiği- İnşaatın gecikmesi halinde yüklenicinin temerrüdü gündeme geleceğinden inşaatın geldiği seviyeye göre sözleşmedeki kademeli devri gerekçe göstererek hakettiği bağımsız bölümleri talep etmesinin de mümkün olmayacağı- Yüklenicinin edimini dava tarihine kadar 33 ay 28 gün geciktirdiği, imalatta halen eksiklerin bulunduğu anlaşıldığından arsa sahiplerinin temürrüdünden bahsedilemeyecei ve bu durumda davacı arsa sahiplerinin nama ifaya izin taleplerinin kabul edilmesi ve davalı yüklenicinin ediminde kusuruyla geciktiği sonucuna varılması halinde de kira tazminatı taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davası-
Davanın, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, üzerinde 16 adet daire bulunan bir taşınmazı edinen kimsenin 5-5,5 yıl gibi uzun bir müddet taşınmaza vaziyet etmemesinin ve kiraların eski malik tarafından alınıyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu durumun, son malik davalının taşınmaza emanetçi konumuyla malik olduğu izlenimi uyandırdığı, ayrıca taşınmazın değeri ve ödendiği iddia olunan bedelin miktarı değerlendirildiğinde kayda dayalı bir ödemenin yapılmamasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu açıklamalar ışığında, davalının iyiniyetli olmadığı, bir başka deyişle durumu bilen ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek konumda olduğunun açık olduğu, hal böyle olunca, davacının "Taşınmaz Satım Protokolü" başlıklı belge uyarınca borcu olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, borcu var ise; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi hükmü gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin mahkeme veznesine depo ettirilmesi, depo eder ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İ. sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemi ile birleştirilen hacizlerin fekki istemi- Bilirkişi raporunda "dava tarihi itibariyle" davacının ödemesi gereken miktar hesaplanmış, ancak "dava tarihinden sonra da kredi ödemelerinin devam ettiği" anlaşıldığından,TBK. mad. 97 uyarınca, davalının çekmiş olduğu krediden davalı tarafından bankaya ödenen miktarın mahkeme tarafından belirlenmesi, ayrıca dosya içerisinde bulunan protokol ve ibraname başlıklı belgeden davalının dava konusu taşınmazın aidat bedeli olarak ödeme yaptığı anlaşıldığından, davalının dava konusu taşınmaz ile ilgili ispatlayabildiği varsa diğer ödemeler de araştırılarak davacının ödendiği somut delillerle tespit edilen miktar çıkarıldıktan sonra kalan bedelin mahkeme tarafından belirlenerek davalıya ödenmek üzere depo edilmesine karar verilmesi gerektiği- Davalı ile diğer davalı arasındaki ipotek sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı konusunda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin de hatalı olduğu-