Tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi isteği-
İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil etiği- Taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kaldığı-
Davalının, dava dilekçesinin kendisine tebliği üzerine, davacının edimini yerine getirmesi halinde davayı kabul ettiğine dair bir beyanının bulunmadığı, uyuşmazlığı sürdürdüğü de anlaşıldığından, HMK'nun 326. maddesi gereğince; yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranları nazara alınmak suretiyle taraflara paylaştırılması gerekirken, davacı üzerinde bırakılması doğru olmadığı- Karar ve ilam harcının ise kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmak sureti ile, davacının yatırdığı peşin harç mahsup edilerek davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına ve davacının yatırdığı peşin harcın da davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi istekleri-
05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararında belgenin yazılı olmasından başkaca bir şart aranmadığından, inanç sözleşmesinin düzenleme tarihinin işlem tarihinden önce veya sonra olmasının sonuca etkili olmadığı ve hakkın elde edilmesini kısıtlamayacağı- O halde satış tarihinden bir gün sonra düzenlenen inanç sözleşmesi uyarınca mahkemece inançlı işlem iddiası kabul edilerek taraflar arasında alacak ve borç miktarı açıkça saptanıp, ödenip ödenmediği araştırılarak, (borç miktarı) ödenmemiş ise saptanacak miktarın mahkeme veznesine depo ettirilmesi için önel verilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil; birleştirilen dava el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri-
İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da, Dairenin 1475 s. K. döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 s. K. döneminde de devam etmekte olup; sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânının bulunduğu (Yargıtay 9. HD. 18.1.2010 gün, 2009/24286 E, 2010/74 K.)- Davacının iş akdini, aynı zamanda geçmiş ücretlerinin düzensiz ve gecikmeli ödendiği gerekçesiyle de feshettiği, bu durumda; geçmiş ücretlerin tam ve zamanında ödendiğinin ispat külfeti davalı işverende olup, davalı işverenin davaya cevap vermediği, delil göstermediği, davaya katılmadığı ve davalı işveren kendi üzerinde bulunan ispat külfetini yerine getirmediğinden davacı işçinin geçmiş ücretlerinin zamanında ödenmediği gerekçesine bağlı fesih, haklı kabul edilerek kıdem tazminatının kabulünün gerektiği-
Davacının kredi temini amacıyla bağımsız bölümü davalıya devrettiği ve kredi taksitlerinin ödenmesi ile borç bittiğinde taşınmazın kendisine devredileceği yönünde davacı ile anlaştıklarını kredi borcunun büyük kısmını ödeyen davalıya bu bedeli ödeyeceğini ihtar etmesine karşılık taşınmazı devretmek istememesi üzerine açılan davada kredi ödemelerinin bazılarının davacı tarafça ödendiğine ilişkin dekontların delil başlangıcı olduğu halde inanç sözleşmesinin varlığı tanıkla ispatlanabileceğinden taraf tanıklarının dinlenmesi, inanç sözleşmesinin varlığı tespit edildiği takdirde davacı tarafın yaptığı bütün ödemelerin gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi, bundan sonra TBK.'nın 97. maddesi gereği davacıya borcun ödemediği miktarını mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmesi, depo edildiği taktirde bu paranın davalıya ödenmesi koşulu ile tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi, inanç sözleşmesinin varlığı bu deliller ile ispat edilemediği takdirde tarafların yemin deliline de dayandığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında, davacının arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerektiği- Yüklenicinin arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmesi halinde üçüncü kişinin (davacının) TBK.m. 97. hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamayacağı- Diğer taraftan; kural olarak kendi edimini yerine getirmeyen tarafın, karşı tarafın borcunu yerine getirmesini isteyemeyeceği için temlik alan davacının bağımsız bölüm bedelini yükleniciye ödemiş olması, yüklenicinin de arsa sahibine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerektiği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil ve tazminat davasında davacı ile davalı arasında düzenlendiği anlaşılan tarihsiz 'protokol' başlıklı belge gereğince davacının davalıya borcu olup olmadığının mahkemece açığa kavuşturulup, borç tespit edilmesi halinde kalan borç miktarını mahkeme veznesine depo etmesi için önel verildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-