Davacının dava konusu taşınmazı bankadan kredi kullanabilmek için sonradan iade şartıyla davalıya devrettiğini, davalının temin ettiği kredilerin kendisi tarafından ödendiği ve taşınmazda 2004 yılından bu yana oturduğu iddia ettiği inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında davalı cevap dilekçesinde ve eşi olan diğer davalı ile aralarındaki boşanma davasında verdiği cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğu ve inançlı işlem kendisine devredildiğini ikrar ettiğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Sözleşmede aşamalı devir öngörülmüş olsa dahi, yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranması ya da temerrüde düşmüş olması sebebi ile sözleşmeden dönme ve fesih davasının açılmasından sonra, arsa sahibi TBK’nın 97. maddesi hükmünce aşamalı devir yükümlülüğünü yerine getirmek zorunda olmayıp bu yükümlülüğünün açtığı davanın reddedilmesi halinde devam edeceğine ve buna rağmen fesih-dönme davası açtıktan sonra yükleniciye arsa payı devreden arsa sahibinin fesih-dönme kararının kesinleşmesinden sonra devredilen payı yükleniciden devralan 3. kişiden tapu kaydının iptâlini istemekte iyiniyetli olduğunun kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı-
Konusu 21 no’lu bağımsız bölüme yönelik asıl dava; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise; menfi tespit isteği-
İ.lı sözleşmenin, yazılı şekilde yapılmasının yeterli olup resmi şekil şartı olmayıp ispat koşulu olduğu- Yazıl şekilde olmasa da yazılı delil başlangıcı niteliğindeki belgelerin varlığı halinde tanık ifadelerinin de delil olabileceği- Üçüncü kişilerin iyiniyeti ve davalının yaptığı temliklerin de dikkate alınması gerektiği-
İ.lı işlemlerin; yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanacabileceği- Davalı tarafın, ianaçlı işlemi ikrar etmesi halinde ispatın gerçeklemiş sayılacağı- Taşınmazın inançlı işlem ile devri nedeniyle oluşan alacak-verecek miktarının saptanması, bu kapsamda ilgili bankadan tarafından temin edilen kredinin kim veya kimler tarafından ödendiği hususları üzerinde durulması, buna ilişkin kayıtların getirtilmesi, varsa kredinin tarafından yatırılan miktarının tespiti ile bu bedeli mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmesi, yatırdığı takdirde tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesi gerektiği-
Eksik, ayıplı iş tazminatı taleplerine dair yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu- Her paydaşın ortak alanlarda payı bulunduğundan bu yerler üzerindeki eksik ve ayıplı işler bedelinden arsa sahibinin en fazla sözleşmedeki paylaşım oranına isabet eden miktar kadar talepte bulunabileceği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde "...inşaat süresinin bitiminde hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın -kira tazminatından hariç- cezai şartın muaccel olacağı...’ kararlaştırıldığından ve temerrütte gerçekleşmiş olduğundan kira tazminatı yanında ceza-i şarta da hükmedilmesi gerektiği- Yüklenicinin kendi edimini ifa etmeden kira tazminatı talep edemeyeceği, ayrıca imal ettiği bağımsız bölümler kendi uhtesinde olup, tapu kaydı olmadan da fiilen kullanılabileceği- Tapu iptal ve tescil talebi de bulunmakta olup mahkemece, yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi gerekli olup yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmesi, arsa sahibinin alacaklı olduğu bedel (kira tazminatı, eksik ve ayıplı iş) olması halinde bu bedelleri karşılayacak şekilde bağımsız bölüm elde tutulması ya da yükleniciye mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmesi ve depo edilmesi halinde birlikte ifa kuralı gereği davanın kabulüne karar verilmesi, verilen süreye rağmen kira tazminatı ve var ise eksik ve ayıplı işler bedeli, davacı yüklenici tarafından depo edilmez ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği- “Avans faizine" mi "yasal faize" hükmedilmesi gerektiği-
Adi ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde öbürünün de borcunu yerine getirmekten kaçınmasının söz konusu olmadığı- Bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa ancak, BK'nın 535 inci maddesinin yedinci fıkrası (TBK'nın 639 uncu maddesinin yedinci fıkrası) uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshini isteme hakkını vereceği ve ortaklığın mahkeme kararı ile ortadan kalkacağı- Ortaklığın feshi, diğer tarafça istenmemiş ise ortaklık sözleşmesinin yürürlükte kalacağı- Buna bağlı olarak, bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmemesinin, ortaklığın tasfiyesi durumunda onun hiç pay alamamasına değil, aksine sadece tasfiyede katılım payını taahhüt ettiği oranda alamamasına neden olacağı-
Adi ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde öbürünün de borcunu yerine getirmekten kaçınmasının söz konusu olmadığı- Bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa ancak, BK'nın 535 inci maddesinin yedinci fıkrası (TBK'nın 639 uncu maddesinin yedinci fıkrası) uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshini isteme hakkını vereceği ve ortaklığın mahkeme kararı ile ortadan kalkacağı- Ortaklığın feshi, diğer tarafça istenmemiş ise ortaklık sözleşmesinin yürürlükte kalacağı- Buna bağlı olarak, bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmemesinin, ortaklığın tasfiyesi durumunda onun hiç pay alamamasına değil, aksine sadece tasfiyede katılım payını taahhüt ettiği oranda alamamasına neden olacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tesciline-
Kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan edimini ifa etmesini isteyemeyeceği- Davalı arsa sahipleri ellerinde yükleniciye ait sadece 3 daire kaldığını beyan ettiklerine göre, birlikte ifa kuralına göre, davanın kesinleşmesi halinde bu davada hüküm altına alınan, davacı arsa sahiplerinin tüm alacaklarının depo edilerek dava konusu bağımsız bölümlerin davacı yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerektiği- Davalı arsa sahiplerinin ihtarname cevabında "yükleniciye verilmesi gereken 9 daire 1 dükkanın tapusunun davacı yüklenicinin satış yaptığı şahıslara devredildiği, davalı arsa sahiplerinin elinde yükleniciye ait 3 daire 1 dükkanın kaldığı, inşaatta eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğu, bu eksikliklerin tamamlanması gerektiğinin" ihtaren bildirildiği, yargılama aşamasında ise davalı arsa sahiplerince "ellerinde yükleniciye ait sadece 3 daire kaldığı" iddia edildiğine göre, mahkemece bu hususta yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak "davalı arsa sahiplerinin elinde 7 daire kaldığı, inşaattaki eksiklerin ve iskan masraflarının bu dairelerden karşılanması imkanı bulunduğu" gerekçesi ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı-