İnanç sözleşmelerinin tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmeler olduğu- Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebileceği- Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilecekleri- Buna dair akit hükümlerinin de TBK'nin 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılacağı-
Ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi TBK 97 uyarınca, bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde diğerinin de borcunu yerine getirmekten kaçınmasının söz konusu olmadığı- Taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu ve ortaklar arasında imzalanan anlaşmanın ise adi ortaklığın tasfiyesine yönelik olduğu dikkate alınarak, davalı/karşı davacının ortaklıktan kaynaklanan bakiye alacak talebine ilişkin karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İnançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak dava değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, davada ileri sürülen inançlı işlem iddiasının gerçekleşmiş olduğu kabul edilerek taraflar arasındaki alacak ve borç miktarının saptanması, aynı borçtan kaynaklanan icra takip dosyası gözetilmek suretiyle mükerrer ödemeye sebebiyet verilmeksizin belirlenerek borcun davacı tarafından davalıya ödenmek amacıyla depo edilmek üzere davacıya önel verilmesi gerektiği-
İnançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu- Taraflar arasında düzenlenen belge, inançlı işlemin belgesi olduğundan, dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak dava değerinin belirlenmesi ve eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, davada ileri sürülen inançlı işlem iddiasının gerçekleşmiş olduğu kabul edilerek, yanlar arasındaki alacak ve borç miktarının saptanması, aynı borçtan kaynaklanan icra takip dosyası gözetilmek suretiyle mükerrer ödemeye sebebiyet verilmeksizin belirlenerek borcun davacı tarafından davalıya ödenmek üzere depo edilmesi konusunda davacıya önel verilmesi gerektiği-
Somut olayda mahkemece, birleşen davada, davacı arsa sahibinin eksik iş bedeli talebine ilişkin iddia ve delilleri, konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla incelenerek, varsa eksik işlerin bedeli hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp, birlikte ifa kuralı gereğince, belirlenen tutarın ödenmesi koşuluyla asıl davada tescile karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan sözleşmeye göre, çekişmeli taşınmazın devri karşılığında davalı tarafından dava dışı şirkete 400.000 TL’lik hammadde teslim edileceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafından, söz konusu hammaddenin teslim edilmediği iddiası ileri sürülmüş, davalı da protokol ve ibranamedir başlıklı belge ile perakende satış fişleriyle edimini ifa ettiği savunmasında bulunmuş olduğundan, edimin ifasının yerine getirilip getirilmediği mahkemece yöntemince belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiğinde- Mahkemece, teslim olgusu ile ilgili belge ve diğer deliller üzerinde durulmadan, kendisine teslim yapılacak dava dışı şirketin ticari defterleri ile maliye kayıtlarından yararlanılarak anılan husus açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- Ticari defterler ile maliye kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak, sunulan ibraname ve fişlerin geçerliliği de araştırılarak hammadde teslim olgusunun kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bozma ilamına uyularak bilirkişi raporuna itibar edilmişse de; davacılar tarafından itiraz edilen ödeme dekontlarının muris S.’ın kasasından çıktığını ifade ettikleri, kural olarak dekont elinde bulunanın ödeme yapmış olduğu kabul edilmekle dekontların ne suretle S.’ın elinde bulunduğu tespit edildikten sonra bilirkişiden ek rapor alınarak yapılan ödemelerin açıkça belirlenmesi ve kalan kısım var ise BK’nın 97. maddesi gereği davacının ödeyeceği kısım belirlenerek depo kararı verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki protokol çerçevesinde davacı tarafın satış bedelini ödediği yönündeki iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebileceği, bu hususta tanık dinlenemeyeceği,  davacının kendi edimini yerine getirmediğinden satışa konu araç plakasının devrini ve cezai şartı talep edemeyeceği-
Servis plakasının satışını düzenleyen protokolün yazımından ifanın ilerleyen zaman dilimi içerisinde yapılmasına tarafların muvafakat ettiği anlaşıldığından, sözleşmenin "peşin satış" şeklinde kurulduğundan söz edilemeyeceği- Sözleşmede bedelin ödendiği konusunda açık hüküm bulunmadığından, "sözleşmede belirlenen satış bedelinin ödendiğini, buna rağmen plakanın devredilmediğini" ileri süren davacının bedelin sözleşme anında ödendiğini -alacak miktarı gözetildiğinde- ancak kesin delillerle ispatlayabileceği- Davacının TBK’nın 207/2. maddesinden doğan karineden istifade edeceğinin kabul edilemeyeceği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali - tescil ve birleşen dava ise çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-