Davacılar tarafından ölüm hukuki sebebine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu halde mahkemece tapu malikinin belli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ölüm hukuki sebebine dayalı olarak inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. O halde, Mahkemece yapılması gereken ..., dosya ekinde bulunan ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/189 Esas, 2012/379 Karar sayılı dava dosyası da gözetilmek suretiyle iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek TMK’nin 713/2.maddesindeki ölüm nedenine dayalı tapu iptali ve tescil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı gerçek kişiler ile tespit maliki Hazine arasında görülmekte olan kadastro tespitine itiraz davasında, mahkemece Orman Yönetimi davaya dahil edilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın tarla vasfıyla tespit edilmiş olması ve tespit malikinin Hazine olması, Orman Yönetiminin davada pasif husumet ehliyeti yani davalı sıfatı bulunmadığı gibi davada yasal hasım konumunda da olmadığı, yine Orman Yönetimi tarafından davaya 6100 sayılı HMK'nın 65. maddesi uyarınca müdahil davacı sıfatıyla katılımı da bulunmadığı, bu sebeple davada taraf olmayan Orman Yönetimi'nin kararı temyiz etme hakkı bulunmadığı- Mahkemece taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınması; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması; varsa, zilyetlik tanıklarının taşınmazlar başında dinlenmesi; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline-
20. HD. 16.10.2019 T. E: 2017/489, K: 5949-
Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmaza-
20. HD. 16.10.2019 T. E: 2017/526, K: 5946-
Paydaşı olduğu 246 ve 248 parsel sayılı taşınmazların 1/4 payının davalıların mirasbırakanı F.'ya ait olduğunu, kendisinin 40 yıl önce taşınmazları haricen satın alarak davalıların açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasına kadar da çekişmesiz bir şekilde zilyetliğini sürdürdüğünü ileri sürerek davalıların murisi F. adına kayıtlı payın iptali ile adına tesciline-
8. HD. 15.10.2019 T. E: 2016/4115, K: 9011-
D.çesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca açılan tescil istemi-
Emek ve masraf gerektirmeyen, zilyetliğin sürdürülmesi seviyesindeki, taşınmazın daha verimli hâle getirilmesi gibi çalışmaların imar ve ihya sayılamayacağı- Tarıma elverişli yerler üzerinde yapılan çalışmalar ihya olmayıp, bu tür yerlerin ihyaya gerek olmaksızın, TMK'nın 713/1 ve Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince kazanılmalarının mümkün olduğu- Taşınmaz üzerine ev, ahır ve samanlık yapmak gibi eylemler taşınmazı tarıma elverişli hâle getiren işlemlerden olmadığı gibi, tek başına imar-ihya işlemi iktisap için de yeterli olmadıkları- Maddi olgu olan imar ve ihyanın her türlü delille kanıtlanabileceği- İmar ve ihya tek başına mülkiyetin kazanılması için yeterli olmayıp, zilyetliğin nizasın fazılasız ve malik sıfatıyla 20 yıldan fazla sürmesi gerektiği-