Dava konusu tespit dışı bırakılan taşınmazla ilgili olarak işin esasına girilmeden Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişilerin de (köy tüzel kişilikleri) davaya taraf olarak katılımının sağlanması gerekeceği-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, hava fotoğraflarının eldeki dava için kadastro tespitinden itibaren önceki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği-
Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nün 30.03.2012 tarih ve 06/106-890 sayılı yazıları kapsamıyla söz konusu yer anılan yazı ekinde gönderilen 28.09.2011 gün ve 52 sayılı kararıyla Göynüş (Köhnüş) Vadisi'nin kuzey kesiminin 1. derece Arkeolojik Sit ve güneyinde kalan ve haritada sınırları gösterilen kısmın ise 3. derece Arkeolojik Sit alanı ilan edildiği açıklandığından, söz konusu karar kapsamı ve eki harita gözetilerek dava konusu parselin son Koruma Bölge Kurulu kararına göre 1. derece Arkeolojik Sit veya 3.derece Arkeolojik Sit alanlarından hangisinin kapsamında kaldığının Teknik ve Uzman Arkeolog Bilirkişiler aracılığıyla keşfen belirlenmesinin ve dava dilekçesinde belirtilen tapu senedi ile dayanaklarının Tapu Müdürlüğü'nden getirtilerek keşifte Yerel Bilirkişi ve Tanıklar yardımıyla uygulanmasının, taşınmaza uyup uymadığının saptanmasının, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarında, kural olarak; davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilerek açılacağı, taşınmaz Hazine adına tapuda kayıtlı olup, davacının davasını doğru hasma yönelterek açtığı, bu nedenle Köy Tüzel Kişiliğine davanın yöneltilemeyeceği, köy tüzel kişiliğine yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Milli park kapsamında kalan yerlerin tapuya tescilinin mümkün olmadığı- “Kumluk” niteliğinde bulunan yerlerin, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve özel mülkiyete konu olmayan yerlerden olması nedeniyle kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilemeyeceği-
Söz konusu taşınmazın davacının evinin önünde yer alan ve ona ait parselin bitişiğinde bulunan köy boşluğu niteliğinde bir yer olup, sırf evinin önünde yer alması nedeniyle kısmen yararlandığı, davacının taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı, bunun aksine yağmur yağdığında ve yeşerdiğinde köylülerin buralarda hayvanlarını otlattığı, düğün ve taziye işlerinde kullandığı, bu haliyle 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 16/A bendinde yazılı kamu hizmetine tahsisli yerlerden olduğunun kabulü gerektiği, bu tür yerlerin özel mülkiyete konu yapılacak biçimde tapuya tescilinin mümkün bulunmadığı-
Mahkemece, davacılar ya da vekillerine iş bu davada TMK'nun 713/2. maddesindeki hangi hukuki nedene dayandığının açıklattırılmasının, varsa tarafların bu konudaki tüm delillerinin toplanarak iddia ve savunma kapsamında toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde karar verilmesinin gerekeceği-
Kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında dere yatağı olarak gösterilen bu yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddianın vaki olmadığı ve dava tarihi olan 08.07.2003 tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmadığı, bu nedenle; davanın,makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında dere yatağı olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar imar ihyanın tamamlanmasından sonra 20 yıllık sürenin geçmediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince davacının tek başına 3. kişilere karşı aktif dava açma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiği, davacı taraf kadastrodan önceki hukuki nedene dayandığı, ancak taşınmazların dip muris olan hangi şahıstan geldiğinin açıklanamadığı, bu nedenle söz konusu parsellerin kadastro öncesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunup bulunmadığı, tüm kayıt malikleri ile ölenlerin mirasçılarının aynı dip murisin mirasçıları arasında yer alıp almadıkları, Mahkemece belirlenmediğinden, davanın sonuçlanması bakımından şu aşamada olayı nitelendirme yapma olanağının bulunmadığı-