Dava, TMK.nun 713/1. maddesi uyarınca tescil isteğine ilişkin olup aynı maddenin 3. fıkrası hükmüne göre; tescil davasının, Hazine'ye ve ilgili Kamu Tüzel Kişilerine karşı açılacağı; tescil konusu yer Şanlıurfa İli merkeze bağlı Örencik Köyü sınırları içerisinde bulunup; hükümden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1. maddesinin 1 ve 3. bentleri uyarınca, Şanlıurfa il mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlenmiş, köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak bağlı bulunduğu ilçenin mahallesi haline dönüştürülmüş olduğundan davanın ilgili Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile İlçe Belediyesine yöneltilmesi gerekeceği-
Paftasında yol olarak gösterilen bir yerin, tapuya tesciline karar verilebilmesi için paftanın düzenlendiği ve terkedildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olmasının gerekeceği; ne var ki; eldeki dava paftasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren yaklaşık 9 ay gibi makûl ve uygun bir süre içinde açılmış olup, makul sayılabilecek bir süre içinde açılan bu tür davalarda, davacının kadastro tespitinden önceki zilyetlik süresi gözetilerek değerlendirme yapılmasının gerekeceği-
TMK'nun 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında, taraf teşkilinin yargılama sırasında yerine getirilmesinin mümkün olduğu-
Taşınmazın tespit dışı bırakma tarihi kadastro paftasının düzenlendiği tarih olup; dava ise, makul ve kabul edilebilir süreden sonra açıldığından tespit öncesi zilyetlik süresinin gözönünde bulundurulamayacağı; tespit tarihi ile dava tarihi arasında da mülkiyetin kazanılması için kanunun aradığı 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı-
Mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, kayıt gerçek ve tüzel kişiye, malikine, kayıt maliki gerçek kişi ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekip iptal ve tescil ipotekli davalarda sonradan dahili dava suretiyle taraf teşkili sağlanmayacağı-
1.10.1966 tarihli Kararname ve bu kararnamenin uygulama şeklini gösteren yönetmelik hükümleri uyarınca Suriye uyruklu kişilere ait taşınmazlara Hazinece el konulduğu, bu şahıslar tarafından yapılan her türlü satış, bağış ve benzer tasarrufi işlemlerin geçersiz olduğu, böyle bir yerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile de kazanılamayacağı-
Genel olarak gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekeceği-
Dava şartı, kamu düzeni ile ilgili olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi taşınmazın davacıya geçiş şekli mahkemece kendiliğinden araştırılıp belirlenmesi gerekeceği-
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26/D bendindeki koşullar gerçekleşmediğinden davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılmasının gerekeceği-