Tahsisli mera olarak sınırlandırılan taşınmazların evvelinden özel şahıs tarafından nizasız, fasılasız, ekonomik amaca yönelik yirmi yılı aşkın zilyetlik ile kullanılması halinde bu taşınmazların senetsizden kazanıma konu olabileceğine ilişkin direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydının; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kayıt hukuken bir değer taşınmaz ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal ve harici satın alma hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK'nun 713-1 ve 996 maddeleri ile 3402 sayılı yasanın 14. maddesi gereğince açılmış mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davası- Duruşmanın açılması kararı önceki kanun döneminde olduğuna göre, duruşmanın takip edilmemesine bağlanan hukuki sonuçlar da önceki yasa hükümlerine göre doğar. Yani davacı yararına ilk yenilemeden sonra bir defa daha dosyayı takipsiz bırakabilme hususunda kazanılmış hak doğar. Bundan sonra yürürlüğe giren kanun hükmü bu hakkı ortadan kaldırmaz. Bu nedenle HUMK'nun 409. maddesi gereğince davacının davasını 3. kez takipsiz bırakması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilir.
Mera komisyonu kararlarına karşı 30 günlük süre içinde açılan davaların asliye hukuk mahkemesinde, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesinde ve tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda yapılan değişiklikler Anayasa Mahkemesi’nin 12.05.2011 günlü ve 2009/31 Esas, 2011/77 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden mera iddiasıyla açılan davaların on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakıldığı-
Terekeye dahil bir taşınmazla ilgili bir mirasçının üçüncü kişilere karşı kendi adına iptal ve tescil talebiyle açtığı davanın reddi gerekeceği-
Tapulu taşınmazlarda, hem kayıt maliki hakkında gaiplik kararı verilmiş ve bu kararın kesinleşmiş olması, hem de bu tarihten itibaren hak sahibinin 20 yılı aşkın zilyetlik süresini doldurmuş olması hallerinde gaiplik nedenine dayalı tapu iptali ve tescile hükmedilebileceği ancak aslı vakıf olan taşınmazların olağanüstü zamanaşımı ile iktisap edilemeyeceği-
Tescil davasının Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılacağı taraf teşkilinin dava koşulu olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınacağı-
Kural olarak tapu iptali ve tescil davalarında davanın kayıt malikine kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılacağı açılan davalarda Hazinenin TMK'nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla hasım gösterileceği-
Taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğinde olduğundan böyle bir yerin TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesi hükümlerine göre tapuya tesciline karar verilebilmesi için Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarına göre haritasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olmasının gerekeceği-