Borçlu tarafından menfi tespit davasının açılmış olması halinde, açılan bu davanın neticesinin beklenmesi ve hasıl olacak duruma göre tasarrufun iptali davası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
6183 s. K. mad. 24 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin davanın açılabilmesi için öncelikle kesinleşmiş ve muaccel hale gelmiş bir kamu alacağının bulunması (ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması ve bu ödeme emrinin kesinleşmiş olması) gerektiği- Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından iptal istemiyle Vergi Mahkemesinde açılan ve kabul edilen davaların henüz kesinleşmemiş oldukları görüldüğünden, bu davaların tasarrufun iptali davası için bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Gönderme kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından gönderme kararı ile birlikte davadan el çekildiğinden, davalı vekili ve davacı vekilinin dilekçeleri doğrultusunda dosyanın Kadıköy Ticaret Mahkemesine gönderilmesi, davacının başvurusunun süresi içerisinde olup olmadığının gönderilen Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekeceği-(NOT: Yeni TTK. mad. 5//(1)-3'e göre; ayrı asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, işbölümü ilişkisi değil, 'görev ilişkisi' haline gelmiştir.)
İcra mahkemesinin “karşılık dava” olarak açılan tasarrufun iptali davasına bakabileceği- Tasarrufun iptali davasında, takip borçlusunun, İİK’nun 282. maddesi uyarınca mecburi dava arkadaşı olarak yasal hasım konumunda olduğu ve istihkak davasına karşı açılan tasarurufun iptali davasında davalı olarak gösterilmese de, karşı dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini gösterir uyarılı davetiye ile duruşmaya davet edilip savunmasını yaparak delillerini sunabilme olanağının kendisine tanınması gerektiği-
Davalının alacağına karşılık işyerini satın alması halinde yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu- Mahkemece tasarrufa konu mallar ve bedelleri belirlenmeden, dava konusu işyeri ile ilgili haciz ve satış isteme yetkisi tanınmak suretiyle infazda tereddüt yaratılmaması gerekeceği-
İcra mahkemesince tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için davanın karşılık dava olarak açılmış olması gerekeceği- Doğrudan doğruya ayrı (bağımsız) bir dava olarak açılan iptal davalarına genel mahkemelerde bakılması gerekeceği (İİK. mad. 281), böyle bir durumda icra mahkemesince; istihkak davası ile birleştirilen tasarrufun iptali davasının ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmesine, tasarrufun iptali davasına ilişkin dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve iptal davası sonucunun istihkak davası yönünden bekletici sorun yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının davasını özellikle BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekeceği-
İptal davasını açma hakkı elinde geçici veya kesin aciz vesikası bulunan alacaklı ile iflas idaresine ait olduğu, borçlunun iflas etmiş olması halinde ise iptal davasını açma hakkının iflas idaresine ait olacağı ancak iflas idaresinin İİK 245. maddesi hükmüne göre dava hakkını alacaklıya devredilebileceği, alacaklının ancak bu takdirde dava açabileceği veya açılmış bir da­vayı takip edebileceği dolayısıyla alacaklının dava hakkının iflas idaresi tarafın­dan kendisine devredildiğini belgelemesinin gerektiği- 2. alacaklılar toplantısında tasarrufun iptali davalarının İflas masası tarafından takip edilmesine karar verilmesi ve iflas idaresi temsilcisi ve vekilinin de duruşmaya bu amaçla katılması karşısında, alacaklı banka yerine, davanın iflas idaresi memurluğunca takip edildiği gözetilerek iflas idaresi lehine kurulması gerektiği-
Temyizden sonra davadan feragat edildiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate yetkisi bulunduğu anlaşıldığından, bu yönde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Zorunlu dava arkadaşı durumunda olan davalı üçüncü kişilerin tasarrufunun iptali davasına dahil edilmesi gerektiği- İİK. mad. 97/13 uyarınca, takibin ertelendiğine veya ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulduğuna ilişkin hiçbir kanıt bulunmadığından,  alacaklı yararına %40 tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu-  Karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi halinde, dava konusu tasarrufun iptali ile davalı-karşı davacıya İİK'nun 283/1. maddesi gereğince, takip dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olacak şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerektiği- İcra mahkemesinin “karşılık dava” olarak açılan tasarrufun iptali davasına bakabileceği-