Tasarrufun iptaline davasının kabulüne hükmeden mahkeme ilamında davacı lehine takdir edilen vekalet ücreti alacaklı adına vekaleten takibe konulsa da, alacaklı asilin talebi halinde, icra müdürlüğünün dosyaya yatan parayı alacaklı asile ödeyebileceği- Avukat olan kişinin, vekili olduğu alacaklıdan kendisine ait olan vekalet ücretini ayrı bir ilamla ya da ayrı bir takiple isteyebileceği-
Davanın İİK'nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- İİK'nin 194. maddesine göre acele haller müstesna olmak üzere müflisin da­vacı ve davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci top­lanmasından on gün sonra devam olunabileceği-
Haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının borçluya ait olduğu tasarrufun iptali davasının davalısının "borçlu sıfatı" bulunmadığından haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı-
Alacaklı vekilinin 3 gün içinde istihkak iddiasına itirazda bulunmaması halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağından bu durumda icra müdürlüğünce dava konusu hacizli mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verileceğinden üçüncü kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı, açılmış olan davada da alacaklının davalı olarak gösterilmesine gerek bulunmayacağı- Karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusunu istihkak iddia edilen malların oluşturduğu ve  sadece dava konusu hacizli mallarla ilgili olarak borçlu ve 3.kişi arasında yapılan devir işleminin takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken "işletmenin devir işleminin de iptaline" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorun­lu dava arkadaşlığı olup, üçüncü kişiden satın alan dördüncü kişi ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğin­de olması nedeniyle sadece 4. kişi konumundaki davalının yetki itirazında bu­lunması halinde bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mah­kemeye gönderilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tari­hindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekeceği-Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri alacak miktarından daha az olduğundan, bu durumda karar ve ilam harcının taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden he­saplanması gerekeceği-
Davacı, evlilik birliği içinde kooperatif hissesinin devri yoluyla davalı eş adına satın alınarak aile konutu olarak kullanılan meskenin davalı eş tarafından muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini, kendisinin satışa rızası bulunmadığını, alıcı davalının durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, kooperatif hissesinin davalıya devrine dair işlemin; şayet yargılama aşamasında ferdileşme sağlanırsa tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescilini istediği, davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu-Çekişme konusu taşınmazın belirtilen değerine göre temyize konu tapu iptali ve tescile ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Mahkemece "toplanan deliller, taraf beyanları, tapu kaydı, takip dosyası, keşif tatbikatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya münderecatı"na göre karar verilmiş olmasının -bu karar; davanın hangi iptal nedenine dayalı olarak karara bağlandığı hususuna açıklık getirmediğinden- Anayasanın 141/III, 388/3-5 maddelerine aykırı olduğundan isabetli bir karar sayılamayacağı, bu durumun kararın bozulmasına neden olacağı-
İİK’nun 97/XVII maddesi uyarınca davalı alacaklı tarafından, istihkak davasına karşı icra mahkemesinde tasarrufun iptali davası açılabileceği, bu mahkemece tasarrufun iptali davası yönünden “görevsizlik karar” verilemeyeceği-
Yeni malikin tesis ettiği ipoteğin alacaklısının, bu rüçhan hakkını, tasarrufun iptali davasını kazanan eski malikin alacaklısına karşı ileri süremeyeceği-