Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verileceği- Genel haciz yolu ile başlatılan takip kesinleştiğine ve icra takibinin dayanağı belge genel kredi sözleşmesi olduğuna göre, zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu ve alacalı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının zamanaşımını kesmeyeceği-
İptal davasına konu taşınmazda, ‘muris babasından gelen hakkı olduğunu’ ileri sürerek ‘müdahale talebinde’ bulunan kimsenin, bu talebinin ‘aslî müdahale’ niteliğinde olduğu ve müdahale harcının yatırılması gerekeceği, ancak mahkemece harcın yatırılması için talepte bulunana usulüne uygun biçimde kesin süre verilmesi ve harcı yatırdığı takdirde talebi ile ilgili araştırma ve incelemenin yapılması, tüm delillerinin toplanması ondan sonra hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- Müdahale talep eden tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının derdest bulunması nedeniyle, tasarrufun iptali davasında, bu davanın sonucunun beklenilmesi gerekeceği-
Bedeli borçlu tarafından ödendiği halde 3.kişi adına tescil edilen malvarlıkları da (nam-ı müstear) borçlunun 3.kişi lehine yaptığı ivazsız tasarruflar olarak iptale tabi olduğu-
"Davalı borçlunun üzerine kayıtlı taşınmazlarını mal kaçırma amaçlı davalı 3. kişiye, 3. kişinin de de şufa davası yolu ile 4. kişiye sattığı” belirtilerek açılan davanın, niteliği itibariyle, (TBK mad. 18) muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu-
Davacı tarafın hangi yasa maddesi uyarınca iptal istediği ve borçlu davalının hangi tasarruflarının iptal edilmesi gerektiği hususu yeterince açık olmadığı davada, mahkemenin davacı tarafa talep sonucunu açıklattırması gerektiği- Mahkemece, davanın 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı yoksa salt tesbit davası olarak mı açıldığı konusunun açık ve net bir şekilde açıklattırılması gerektiği-
İİK mad. 277 vd. maddelerinde sözü edilen iptal davalarının, borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış tasarrufların alacaklı davacı yönünden hükümsüz kılınması için açılabileceği, geçersiz olan tasarruflara karşı tasarrufun iptali davası açılamayacağı- Şirket hisselerini devreden davalı borçlunun kısıtlı olmadığının ve devir sözleşmesinin geçerli olduğunun anlaşılması halinde, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği gözönüne alınarak, borçludan iptale konu şirket hisselerini alan kimselerin, hisseleri satın aldıkları tarihte şirket hissedarı olan kişiyle aralarındaki akrabalık bağının araştırılmasının yapılması, davalıların hisselerini aldığı şirketin ticaret sicil kayıtları incelenerek şirket ile geçmiş dönemde her hangi bir bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve dinlenen tanıkların davalıların, borçlu ile aynı işyerinde çalıştıkları yönündeki beyanları dikkate alınarak bu durumların araştırılması gerektiği-
Borçluya ait taşınmazların ve araçların üzerindeki takyidatların halen devam edip etmediği, hacizlerin düşüp düşmediği belirlenmeden ve kıymet takdirleri yaptırılarak, davacı alacaklının borcunu karşılayıp karşılamayacağı açıklığa kavuşturulmadan, mahkemece, aciz halinin gerçekleştiği ve haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek, tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
İptale davasına konusu taşınmazların, borçlu şirketin borçlarından dolayı üçüncü kişinin iradesi dışında, dava dışı bankanın yaptığı takipte cebri icra suretiyle satılmış olduğundan, taşınmazların, o alacaklının alacağını dahi karşılamadığı ve üçüncü kişiye artan bir para da kalmadığından, davanın konusunun kalmadığı nazara alınarak karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderlerinin haksız olan taraftan alınmasına karar verilmesi gerekceği-
Davacı vekili borçlu davalının parasını ödeyerek satın aldığı aracı kendisi adına tescil ettirmesi gerekirken muvazaalı olarak diğer davalı şirket adına tescil ettirdiğini öne sürerek buna ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiş olduğundan mahkemece borçlu davalı şirketin tüm sicil kayıtları üzerinde inceleme yapılarak borçlu davalının şirkette durumunun tesbit edilmesi, şirket ortağı ve diğer yetkili müdürü ile borçlu arasındaki ilişkinin ne olduğunun saptanması, davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak dava konusu aracın satışı ile ilgili kayıt olup olmadığı, satışla ilgili olarak şirketten yapılan ödeme bulunup bulunmadığının belirlenmesi, borcun kaynağı olan sözleşmede sözü edilen satış sonucu alınan paranın şirket kayıtlarında yer alıp almadığının irdelenmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptaline ilişkin olan davada, davacı, davadan feragat ettiğini bildirmiş olduğundan feragat nedeniyle karar verilmek üzere yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekeceği-