Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için; "davacının borçludaki alacağının gerçek olması", "borçlu hakkındaki icra takibini kesinleşmiş olması", "iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması" ve "borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması" gerektiği; bunların tasarrufun iptali davasının "önkoşulları" olduğu- Tasarrufun iptali davasında, borçlu ile 3. kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava dilekçesinin davalı borçlunun vasisi ile 3. kişiye tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Borçlu aleyhine açılan tazminat davası karara çıkmış, takibe konulmuş, borçlu hakkında aciz belgesi düzenlemiş ise dava konusu tasarrufların İİK. mad. 278, 279, 280 gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, tazimiat davasının, tasarrufun iptali davasına etkisi üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kararın kesinleşmesine kadar davanın her safhasında davayı kabul etmenin mümkün olduğu-
İptal davalarının ayni değil şahsi nitelikte davalar olduğundan genel yetki kurallarına göre davalının yerleşim yeri mahkemesinde görüleceği davalılar birden fazla ise dava davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği- 3. kişi konumundaki davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan yetki itirazının birlikte yapılması ve HMK. mad. 19/2 uyarınca yetkili mahkemenin gösterilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında görevin İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu-
Davalı 3. kişi, "dava konusu üç taşınmazı borçlunun hatırına binaen üzerine aldığını, sonra bedelsiz olarak iki tanesini davalı 4. kişiye devrettiğini" belirttiğinden ve davalı 4. kişinin, borçlu ile küçük bir ilçede oturduğu, borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından, 4. kişi yönünden de tasarrufun iptali istemli davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davalı 5. kişi hakkında iptal kararı verilebilmesi için onun kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerektiği-
Bozma sonrası verilen kararda davalı borçlunun aciz halinin belirlenmesi ve iptal şartlarının mevcut olması halinde verilecek vekalet ücreti ile dava şartı olan aciz halinin olmadığının anlaşılması halinde takdir edilecek vekalet ücreti farklı olduğundan davacı vekilinin taşınmazların kıymet takdiri yapılması yönündeki talebinin yetersiz ve yanılgılı gerekçeyle reddi ile davaya devam edilip yazılı şekilde karar tesisinin isabetli olmadığı-
Davalı 4. kişinin şirketin yönetim kurulu üyesi olan kişi borçlu davalının babası olduğundan, bu davalının davalı borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu- Davacı varlık yönetim şirketinin icra takip dosyasına ilişkin alacağı temlik aldığına dair temliknameyi dosyaya ibraz etmesi için süre verilmesine, ondan sonra davacı sıfatını kazanıp kazanmadığının irdelenerek hasıl olacak sonuca göre tasarrufun iptali davasında karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece borcun ödenmesi nedeniyle davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı- Dosya kapsamından takibe konu edilen alacağın yargılama sırasında tahsil edildiği anlaşılmakta olup, dava açıldığı tarihte borç bulunduğuna göre dava tarihi itibariyla hukuki yararın bulunduğu-
Tasarrufun iptali davalarında görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu-