Davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı 3. kişinin mal varlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebileceği- İcra ve İflâs Kanununun 281/1. maddesine göre iptal davalarının basit yargılama usulü ile görülüp hükme bağlanacağı ve bu davalara ilişkin itilafların hal ve şartlar göz önünde tutularak serbestçe takdir ve halledileceğini, 2 fıkrasına göre ise, hakimin iptale tabi tasarrufun konusunu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, teminatın lüzum ve miktarının mahkemece takdir ve tayin olunacağı, ancak davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Mahkemece, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ne zaman başladığı, cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, tarafların alacak ve borç durumları hususunda rapor alınarak borcun doğumunun saptanmasının, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğunun belirlenmesi halinde davanın önkoşul yokluğundan reddine, ticari ilişki ve borcun tasarruf tarihinde önce doğduğunun belirlenmesi halinde ise mevcut delillere göre diğer iptal koşulları yönünden dosyanın incelenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının ayni hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan genel yetki kuralına göre HMK'nun 6 maddesi gereğince davalıların yerleşim yeri mahkemesinde görüleceği, davalılar birden fazla ise davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında misli fark bulunmaması ve davalılar arasında akrabalık bağı olmaması nedeniyle 6183 s. K. mad. 27, 28, 29 gereğince dava konusu tasarruf iptale tabi değil ise de, davacı vekili davalı borçlu ile 3. kişi arasında para alışverişi olduğunu belirttiğinden, davacı vekiline bu konudaki delillerini sunması için süre verilmesi, gerektiğinden davalıların banka hesap hareketleri istenerek aralarında dava konusu taşınmazın alımı dışında ticari ilişkileri bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla anılan tasarrufun 6183 s. K. mad. 30 kapsamında iptale tabi olup olmadığının tespiti; iptale tabi olması halinde aynı Yasanın 31 maddesi gereğince davalı 3. kişinin sorumluluğu yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar tasarrufun iptali davası yönünden borçlu hakkında yapılmış bir icra takibi bulunmaması nedeniyle red kararı verilmesi doğru ise de, davacı borçlu olduğu iddia edilen kişi hakkında İİK.nın 89/IV maddesi uyarınca dava açtığına göre öncelikle bu konuda açılan davanın sonucunun beklenmesinin gerekeceği-
Dava dilekçesi ile yargılama sırasındaki açıklamalardan davanın muvazaaya dayalı temliki tasarrufun iptali, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin iadesi isteğine ilişkin olduğu anlaşıldmışsa da, davacı tarafça evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazdan kaynaklanan tasfiye alacağı ya da mal rejiminin tasfiyesi yönünden bir açıklama bulunmadığından, mahkemece taşınmazın alındığı dönem dikkate alınarak dava ve talebin niteliğinin davacı taraftan sorularak açıklığa kavuşturulması, davanın muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin istenilmesi niteliğinde ise, (TBK. mad. 19) genel mahkemeler görevli olduğundan dava dosyasının görevsizlik kararı verilerek görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesi, talep; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı ve katılma alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla muvazaalı olarak yapılan temliki tasarrufun iptali niteliğinde ise bu konuda genel mahkemeler görevli olduğundan temliki tasarrufun iptaline ilişkin davanın katılma alacağı davasından tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmek suretiyle gelen mahkemeye gönderilmesi, katılma alacağı yönünden ise mevcut deliller değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Her ne kadar dava Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılmış ve Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek Aile Mahkemesi'ne gönderilmiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiş ise de, görevsizlik kararı taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, Aile Mahkemesi tarafından yeniden görevsizlik kararı verilebileceği-
Davalı borçluya ait başkaca taşınmazların bulunması ve davacı alacağının da taşınmazlar üzerinde yer alan ilk hacizden sonra gelmesi nazara alınarak borçluya ait taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılması ve aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinden sonra davanın diğer şartlarının araştırılması gerekeceği- Davacının, icra takip dosyasındaki alacak miktarı ile iptal istediği gözetilmeden, davacı vekilinin yaptığı ıslah adı altındaki açıklamaya farklı bir anlam yüklenerek davacı talebinin taşınmazın belirli bir tarihteki değeri ile sınırlandırılmasının hatalı olduğu-
Davalı borçlu ile lehine tasarruf yapılan 3. kişi durumundaki davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan gerek borçlu ve gerekse 3. kişinin birlikte yetki itirazında bulunmasının gerekeceği, ancak dava konusu malı 3. kişiden satın alan ve 4. kişi konumundaki kişiler ile borçlu arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan yetki itirazını tek başına yapmasının da mümkün olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanacağı-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların İİK.nın 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerektiği, bu davaların nitelikleri itibariyle de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda sayılan ticari davalardan olmadıkları-