Ara kararlarının tek başına temyiz edilemeyeceği- Tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararı üzerine, alacaklının talebiyle borçlu hakkında yürütülen takipte icra müdürlüğünce verilen yakalama kararının "ihtiyati haciz kararı kapsamında araç kaydı üzerine yakalama şerhi konamayacağı" belirtilerek yapılan şikayetine reddine dair verilen ara karar, icra mahkemesinin, önüne gelen şikayette dosyadan el çekmesini sağlayacak bir nihai karar olmadığından bu kararın temyiz konusu yapılamayacağı-
Davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından, dava konusu tasarrufun 6183 s. AATUHK. mad. 30 uyarınca iptale tabi olduğu- Davalı 3. kişi, dava konusu taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak, belirlenecek bu değerin tazminat olarak ve faizsiz davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, taşınmazın sonraki tarihli değerinin hükme esas alınması, tazminata faiz uygulanması ve hakkındaki takip devam eden borçlunun da bu tazminattan davalı 3. kişi ile müşterek müteselsilen sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu- 6183 s. K.'un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
6183 s. AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların dinlenebilmesi için kamu veya kurum alacağının iptal konusu tasarruftan önce doğmuş bulunması, alacağı kesinleşmiş olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, borçlunun malı bulunmaması veya bulunan malın borcu karşılamaması, davanın, iptali istenen tasarruftan itibaren 5 yıl içinde açılması gerekeceği, bu şartların varlığı halinde de dava konusu tasarrufun aynı Kanunun 27, 28, 29, 30. maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği- 6183 s. K.'un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Ayrı ayrı tasarrufun iptali davaları açılmış olsa da, iptale konu tasarruf tek olduğundan, şikayetçinin icra dosyalarından herhangi birine sorumlu olduğu miktarı ödemekle sorumluluktan kurtulacağı, şikayet tarihinden sonra ödemede bulunmakla şikayetçi hakkında hiçbir işlem yapılamayacak olup, ödemeden sonra paranın kime ait olacağı hususunun ise yapılacak sıra cetvelinde ortaya çıkacağı-
Şikayetçi şirketin, tasarrufun iptali davasında taraf konumunda olmadığı ve anılan davada, adı geçen 3. kişi hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı, bu durumda, tasarrufun iptaline ilişkin alınan ilamın tarafı olmayan 3. kişi şirket yönünden sonuç doğurmayacağı ve geçerli olmayacağı, öyleyse, şikayetçiye karşı hüküm ifade etmeyen tasarrufun iptali kararına istinaden kayden maliki olduğu taşınmazlara haciz işlemi uygulanmasının da mümkün olmadığı-
Komşuluk ilişkisi nedeniyle davalı 3. kişi komşu şirketin, diğer davalı borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının karar yerinde tartışılması gerekeceğini-
Davacı tarafın davalı aleyhine yurt dışında açtığını bildirdiği boşanma davasının varsa kesinleşmiş karar örneği ile bu karar Türkiye'de tenfiz edilmiş ise buna ilişkin karar örneğinin getirtilmesi, kararda boşanmanın mali sonuçları ile ilgili hüküm olup olmadığının saptanması, ondan sonra davacının tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararının olup olmadığının irdelenmesi gerekeceği-
Tazminat davası sonucunda hükmedilecek tazminatın tahsilini önlemeye yönelik olarak davalılar arasında yapılan satışın (tasarrufun) iptalinin istenebileceği, mahkemece henüz kesinleşmiş bir alacak bulunması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine yerine tazminat davasının beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre davanın diğer şartları da nazara alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Muvazaa nedeniyle trafik kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın aracın belirtilen değerine -ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan HUMK. 1 vd. uyarınca- göre asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği; boşanma davasından sonra yapılan satışın iptali için açılan davanın aile mahkemesinde görülemeyeceği-
Dava konusu taşınmazlardaki çıplak mülkiyetin davalı tarafından çocuklarına satışına ilişkin tasarrufun iptalini istemiyle açılan davada, davacılar tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmemişse de, aciz belgesinin sunulması için yapılacak satışlar için başlayan süreç devam ettiği gibi davacının kendi elinde olmayan nedenlerden dolayı satış işlemlerinin uzamış olması halinde dava şartı olan borçlunun aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair işlemlerin neticelenmesinin beklenmesi ve taşınmazlar üzerinde bulunan ipoteklerin satış tarihinde ne miktarda risk oluşturduğu ve sonradan ödenip ödenmediği ile ödenmiş ise kim tarafından ne zaman ödendiği hususları üzerinde de durulması gerekeceği-