Tasarrufun iptali davalarında, davalı borçlu ile davacı arasındaki alacağın gerçek olmadığını ileri sürülmesi halinde bu hususun araştırılmasının zorunlu olduğu zira alacaklının gerçek bir alacağının olmadığı hallerde tasarrufun iptali davasının dinlenmesine imkan bulunmadığı-
"Dava konusu araçların ihtiyaten haczi üzerine, teminat mektubu sunulup hacizlerin kaldırıldığı ve daha sonra takibe yapılan itirazın iptali davasındaki inkar tazminatından dolayı alacağın arttığı, yatırılan teminatın hacizli malların yerini aldığı ve teminat mektubunun paraya çevrilmesi durumunda hacizli malların da paraya çevrilmiş sayılacağı" gerekçesi ile tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmişse de, takipteki alacağın dava sonuna kadar ne miktara ulaşacağı belli olmadığından, bir rakam belirtilmesine de imkan olmadığından, mahkemece teminat belirlenmesi durumunda ancak o miktar nisbetinde davanın konusuz kaldığı söylenebileceğinden, davacının takibindeki alacağının dava sonunda ulaşacağı miktar kadar borcun itfa edilmiş olmayacağı ve bu nedenlerle tasarrufun iptali davasına devam olunarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davalar ticari davalardan olmadığından, bu davaların İİK.nın 281. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Kardeş olan davalı borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun İİK. mad. 278/3-1 ve 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak, düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanacağı-
Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde karar ilam harcının nispi olarak takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeni ile alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olduğu; bu niteliği itibariyle ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında İİK. mad.  281/7 uyarınca uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceğinden ve şikayetçinin borçlu aleyhine açtığı tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunan alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasından önce olduğundan, şikayetçi hacizlerinin daha önce kesinleştiği ve şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği-
Borçlu ile lehine tasarrufta bulunduğu kardeşi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu- Başka borçluların malvarlığı bulunsa da, hakkında iptal davası açılan borçlunun aciz halinin tespiti gerektiği ve borçlu adına kayıtlı motorsiklet dışında başka bir malvarlığı bulunmadığı ve anılan araç üzerinde de rehin ve davacıdan önce başka iki haciz daha bulunduğu anlaşıldığından, davalı borçlunun evinde yapılan haczi kabil malı bulunmadığını belirleyen haciz tutanağının İİK mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği-
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu tür davaların nitelikleri itibari ile ticari davalardan sayılamayacağı, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında, görevin genel mahkemelere ait olduğu-