Tavzih ile hükmün değiştirilemeyeceği; tavzihten amacın hükümdeki müphemliği gidermek olduğu–
Borçlunun duruşma sırasında mahkemeye bildirdiği adresin, Tebligat Kanununun 35/son maddesinde belirtilen adreslerden olduğu–
Faiz hesaplarının, yılı içeren dönemlerde 365 gün üzerinden yapılması gerekeceği–
Borçlu vekilinin icra mahkemesinde yapılan duruşmaya gelmemiş olmasının HUMK’un 409/1 (şimdi; HMK.'nun 150/1.) maddesine göre ‘dosyanın işlemden kaldırılmasına’ ve sonuçta ‘açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmeyeceği–
HMK. Uyarınca mahkemece verilmiş olan tedbir kararının, yine mahkemece tayin edilecek bir memur tarafından yerine getirilebileceği, bu durumda borçluya ortada bir mahkeme kararı mevcutmuş gibi “örnek 3 icra emri” gönderilerek takip yapılamayacağı–
İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin itiraz ve şikayetlerin, tedbir kararı veren mahkemece incelenmesi gerekirse de, takip dayanağı tedbir kararı, İİK.’nun 38. maddesi kapsamında kalan ilam veya ilam niteliğindeki belgelerden bulunmadığı için, ilamsız takibe konu edilemeyeceği, borçlunun bu konuya ilişkin şikayetinin icra mahkemesince inceleneceği-
Açık bir onama bulunmasına dahi, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay’ca ret edilmiş ve böylece kararın o bölümü “bozma” kapsamı dışında bırakımlı ise, ret edilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümünün onanmış sayılacağı–
İcra mahkemesince ilamın infaz edilebilecek kısmının yorum yolu ile belirlenemeyeceği; “yıkımın tehlike yaratacağı” hususunun icra mahkemesince dikkate alınamayacağı–
İlamlı takiplerde ‘takip dayanağı ilamın icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği’ne ilişkin –ilamsız takipler hakkında İİK’nun 58/3, 61/1 maddelerinde olduğu gibi- bir düzenleme bulunmadığı–