Mahkumiyet hükümleri kesinleşmedikçe icra olunamayacağından, bu kararın eklentisi olarak hükmolunacak tazminat, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de hüküm kesinleşmedikçe infaz olunamayacağı; ancak mahkumiyet hükmü kesinleştikten sonra müstakil olarak açılmış manevi tazminat davası sonucunda hükmedilen tazminatın icraya konulabilmesi için kesinleşmesine gerek bulunmadığı–
İlamlı takiplerde ‘takip dayanağı ilamın icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği’ne ilişkin –ilamsız takipler hakkında İİK’nun 58/3, 61/1 maddelerinde olduğu gibi- bir düzenleme bulunmadığı–
‘İcra müdürünün ilama aykırı icra emri düzenlediği’ yönündeki şikayetin, İİK’nun 18/III maddesine göre, taraflar gelmeseler bile mahkemece incelenip gereken kararın verilmesi gerekeceği–
İlamların infaz edilecek kısmının “hüküm bölümü olduğu”; hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, bu nedenle icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı–
Borçlu tarafından, ‘ilama dayalı olarak yapılmış olan infaz işleminin ilama uygun olmadığı’nın ileri sürülmesi halinde icra mahkemesince –mümkünse dayanak ilamdaki bilirkişilerden de yararlanılarak- yerinde keşif yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesi kararlarının birbirlerine karşı “kesin hüküm” teşkil edecekleri (icra mahkemesi kararları ‘kural olarak’ kesin hüküm teşkil etmez ise de, bir önceki icra mahkemesi kararının kesinleşmesi halinde, bu kararın aynı konuda açılan ikinci davada kesin hükmün neticelerini doğuracağı)–
53335 SK. nun 14.maddesi ile 3095 SK. nun 1.maddesi değiştirilmiş olup, maddedeki “reeskont oranı” ibaresi kaldırılmış ve 1.5.2005 tarihinden itibaren “yasal faiz oranı” nın %12 olarak düzenlenmiş olduğu-