Davanın, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının basit yargılama usulüne tabi olduğu- Davacı üçüncü kişi gerek dava dilekçesinde gerekse delil listesinde finansal kiralama ilişkisinden bahsetmemiş, dava tahkikat aşamasında iken finansal kiralama ilişkisine dayanmış olup, iddianın bu şeklide genişletilmesine davalı tarafın açık onayı bulunmadığı gibi ıslah da yapılmamış olduğundan, mahkemece, "davacının finansal kiralama sözleşmesinde kiracı sıfatına sahip olduğu, aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi" yerine davacının dava dilekçesinde dayandığı delilleri inceleyip değerlendirerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu haczin, yargılaması sırasında verilen ihtiyatı haciz kararına dayanılarak yapıldığı, buna ilişkin kararının davalı alacaklı tarafından tebellüğ edildiği tarihi göre ve alacaklılar vekilinin süresinde takip talebinde bulunduğu, bu haliyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü anlaşıldığından, alacaklı tarafından İİK'nun 264. maddesi uyarınca, bir aylık sürede takip talebinde bulunularak ihtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleştirilmiş olduğu-
Yapılan tebligatlar yoluyla taraf teşkilinin sağlandığı; ayrıca noksan gider avansının yatırılması hususunda, iki haftalık kesin sürenin de verildiği; 30.05.2014 tarihli tensip zaptının davacıya dava dosyasında yeterli miktarda tebligat masrafı bulunmasına rağmen tebliğ edilmediği; buna rağmen anılan tensip zaptının her iki davalıya da tebliğ edildiği; buna göre de verilen kesin sürenin hüküm ve sonuçlarını doğurmadığı; bu nedenlerle, mahkemece, davaya kaldığı yerden devam edilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeler ile davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
3. kişinin satış işlemini Trafik Tescil kuruluşuna bildirmemesi nedeni ile dava konusu araç borçlu adına kayıtlı iken UYAP üzerinden haciz konulduğundan, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı alacaklının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Hacizden doğan istihkak davası açılabilmesi için hukuken geçerli bir haczin bulunmasının zorunlu olduğu- Haciz tutanağı içeriğine göre, davacı üçüncü kişi haciz baskısı altında ve muhafaza işleminin yapılmasını önlemek amacı ile dava açma haklarını da saklı tutarak, dosya borcunun tamamını ödediğini belirtip, buna ilişkin dekontu sunduğundan, borcun iradi ödenmesinden bahsedilmesinin mümkün olmadığı ve bu koşullarda haczin, yatırılan paraya ilişkin olduğunun kabulü ve istihkak davası açılabilmesi için ortada hukuken geçerli bir haczin varlığının kabulü ile işin esasına girilip toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekeceği; "ortada İcra Dairesince yapılmış bir taşınır haczinin ve hukuken geçerli bir para haczinin olmadığı, dolayısıyla istihkak davasının konusunun bulunmadığı"nın ileri sürülemeyeceği-
İstihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasının, takibin durdurulmasının, alacaklının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesinin talep edildiği davada, takibe konu alacak miktarı hacizli malların değerinden az olduğundan avukatlık ücretinin takibe konu alacak miktarı üzerinden nispi hesap edilmesi gerektiği-
Borçlu şirket ve 3. kişi şirketin banka ödeme kayıtları, ticari defterleri, dava dışı şirket ile borçlu ve 3. kişinin imzaladığı sözleşme hükümleri, dosya içerisinde bulunan 3. kişi tarafından borçlu adına yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar da incelenmek suretiyle (defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak) bankacı ve bir mali müşavir tarafından bilirkişi raporu düzenlenerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliğinin, mahcuzlara ilişkin ödemenin resmi kayıtlarda bulunup bulunmadığının, borçluya 3. kişi tarafından yapılan ödemelerin, mahcuzların bedelini muvazaadan ari olarak karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, HMK 115/2 maddesi uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; gerekçede bahsedilen diğer davaların takip dosyası ile temyize konu dosyanın takip dosyası aynı olmasına rağmen, yapılan hacizlerin birbirinden farklı olduğu, temyize konu dosyada davanın konusu olan haczin 26.08.2011 tarihinde yapıldığı,bu nedenle ayrı bir davanın konusunu oluşturduğu gözetilmeden karar verilmesi doğru olmadığı gibi, 6100 sayılı HMK'nun 115/2 maddesi uygulanmasına rağmen, usulden ret nedenlerinden hangisinin uygulandığının da gerekçede belirtilmemesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasında takibe konu alacak miktarı, hacizli malların değerinden az olduğundan avukatlık ücretinin takibe konu alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerektiği-