Üçüncü kişinin, İİK’nun 96. maddesine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkin davada, taşınmazın tapu kayıtları getirtilip, makine mühendisi ve inşaat bilirkişisi katılımı ile mahcuzlara ilişkin mahallinde keşif yapılarak, mahcuzların TMK. 684 ve 686 kapsamında bütünleyici parça veya eklenti olup olmadığı hususunda denetime elverişli bilirkişi raporu düzenlenmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasında, kuyumcu bilirkişi refakate alınarak keşif yapılmak suretiyle, mahcuzlar ziynet ve altınların dava konusu olan mahcuzlar ile aynı olup olmadığına ilişkin denetime elverişli, rapor düzenlettirilmesi gerektiği-
Borçluların, borçlarını ödemekten kaçınmak ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kendilerine ait akaryakıt istasyonunu, davacı adına açtıklarının anlaşılması halinde mahkemece, üçüncü kişinin, İİK. mad. 96 uyarınca açılan istihkak davasına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borcun doğumundan evvel davacı üçüncü kişinin eşinin borçlu şirketten ayrıldığı, haciz yapılan yerin ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı bir yer olduğu, her ne kadar haciz mahallinde borçluya ait evraklara rastlanmışsa da, bu evrakların tamamına yakının davacının eşinin borçlu şirkette ortak olduğu döneme ait olduğu, bu evrakların tarihlerinin de borcun doğumundan önceye tekabül ettiği, eş anlatımla bu evrakların güncel evraklar olmadığı görüldüğünden ve dava konusu takibin dayanağı işçi alacağı olup, alacaklıların ‘döner ustası oldukları, yani borçlu şirketin fiilen gıda sektöründe faaliyet gösterdiği, davacının ise kuyumculukla iştigal ettiği nazara alındığında, davacı ile borçlu şirketin fiili olarak iştigal konularının da aynı olmadığı anlaşıldığından, İİK. mad. 96 vd.na dayalı olarak üçüncü kişinin açtığı istihkak talebine ilişkin açılan davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanması gerektiği-
Haciz sırasında herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmadığı, hazır bulunan işyeri çalışanının ''Borçlu patronum olur, şu anda kendisi burada yok, geldiğinde ben notunuzu iletirim.'' dediği anlaşıldığından, hacizde yer almayan üçüncü kişi de daha sonraki süreçte süresi içerisinde bir istihkak iddiasında bulunmadığından, ortada bir istihkak iddiası olmadığının kabulü ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Aynı tarihli haciz işlemine karşı haczedilmezlik şikayetinde bulunulduğu, söz konusu talebin ...... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ........ dosyasında görüldüğü, bir kısım mahcuzlar bakımından kısmen kabul kararı verildiği anlaşıldığından, kararda haczedilmezlik şikayeti kabul edilen mahcuzlar ile istihkak iddiasına konu olan mahcuzlar karşılaştırılarak, haczedilmezlik şikayeti kabul edilen mallar bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için davacı 3.kişiye süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu hakkındaki iflas kararının kesinleştiği, bu nedenle İİK'nun 193/2. maddesi gereğince hacizler düştüğünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmış olmakla birlikte; dava tarihi itibariyle haklılık durumu değerlendirilerek sonucuna göre, vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamındaki delillere ek olarak, borçlu şirket ve davacı 3. kişiye ait fatura ve sevk irsaliyesi ile fatura dip koçanı, varsa banka ödeme kayıtları, davacı 3. kişinin mahcuzu satın aldığı şirketin ticari defterleri de incelenmek suretiyle (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak) çok yönlü bir araştırma ile uzman bilirkişi raporu hazırlanması ve bu rapor doğrultusunda istihkak iddiası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Avukat ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği, buna göre, sürelerin de vekile yapılan tebliğ ile başlayacağı-