İİK. 105 uyarınca icra müdürlüğünce düzenlenmiş olan "haciz tutanağı" nın "geçici aciz belgesi" sayılıp sayılmayacağının mahkemece değerlendirileceği–
İptal davasının amacının; borçlunun -satış, bağış, ipotek, temlik vb. gibi- yaptığı tasarrufun (işlemin), davacı alacaklı bakımından iptal etmek (hükümsüz hale getirmek) ve böylece davacı alacaklının dava konusu mal üzerinde cebri icra yoluyla alacağını alabilmesini sağlamak olduğu–
Hakkında iflas kararı verilmiş olan borçlunun, hissedar olduğu taşınmazdaki hissesini diğer paydaşa satmayı vaad etmesinin -lehine vaadde bulunan diğer paydaşın iyiniyetli sayılması hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden- İİK. 280/I uyarınca iptale tâbi olacağı–
İptal davasına konu olan taşınmaz hakkında, İİK. 277 ve devamına göre «tasarrufun iptaline» karar verilmesinden sonra, lehine tasarruf yapılmış olan üçüncü kişinin «takipte taraf olmadığı için», borçlunun da «satış ile mülkiyet üçüncü kişiye geçmiş olduğu için» haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı–
İcra takibinin, iptal davasının açılmasından sonra kesinleşmiş olmasının, davanın incelenmesine engel teşkil etmeyeceği–
İcra mahkemesinde görülen sıra cetveline yönelik şikayetlerde; Hazinenin müdahil olarak katıldığı tasarrufun iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği—
İİK. 277 vd.na göre alacaklı tarafından «geçici aciz belgesi»ne (İİK. 105/11) dayanılarak- açılmış olan «tasarrufun iptali davası», takip konusu alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresini keser mi?
Davacı alacaklının kendi alacağı (takip dosyası) ile ilgili olarak aciz belgesi almadan, başka alacaklının (veya aynı alacaklının başka bir dosyasından) aldığı aciz belgesine dayanarak, iptâl davası açamayacağı–
Borçlunun haczedilen mallarının borcunu karşılamaması halinde, mal beyanında «taşınır taşınmaz hiçbir mal bulunmadığını» belirtmiş olan borç-lunun bu beyanı karşısında haciz tutanağının «geçici aciz belgesi» niteliğini taşıyacağı—
Danışıklı (muvazaalı) işlem (BK. 18; şimdi; TBK. mad. 19) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişilerin, bu danışıklı (muvazaalı) işlemin geçersizliğini ileri sürebilecekleri, çünkü danışıklı (muvazaalı) bir hukuki işlemin onlara karşı işlenmiş bir «haksız fiil» niteliğinde olduğu, «desteklerini öldüren» davalının (ya da «trafik kazasında yaralanmasına neden olan» davalının veya «boşanma davasına bağlı olarak açılan maddi/manevi tazminat davalarında, boşandığı eşinin») diğer davalıya -kendilerine tazminat ödememek için- yaptığı danışıklı (muvazaalı) satış işleminin iptâli istemiyle davacılar (alacaklılar) tarafından açılan iptâl davasında, davacıların açtıkları tazminat (ya da ceza) davasının sonucunun beklenilmeden davacıların davalıdan ne kadar alacaklı olduğu belirlenmeden, iptâl davasının sonuçlandırılamayacağı-