İptal davasına bakan mahkemenin, «dava konusu taşınmazın borçlunun meskeni olup olmadığını» araştıramayacağı, borçlunun dava konusu taşınmazı -diğer davalı- üçüncü kişiye satmakla meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı-
Kamu alacağından dolayı iflasın açılmasından sonra -borçlunun, iflastan önceki dönemde alacaklılarından mal kaçırmak amacı ile yaptığı bağışlama ve hileli tasarrufların iptâli için- iptâl davasının "iflas idaresi" veya -onun masa adına dava açılmasında yarar görmediği durumlarda- "kendisine dava açma hakkını devrettiği kamu idaresi" tarafından açılabileceği–
Kamu (Vergi) İdaresi tarafından, kamu (vergi) alacağının tahakkukundan sonra ancak henüz alacak kesinleşmeden iptâl davası açılabileceği (ve bu durumda, vergi mahkemesinde vergi yükümlüsü "borçlu" tarafından açılan davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği)–
Borçlunun kambiyo senetlerine mahsus –örnek10- ödeme emrine itiraz etmiş olmasının, takibin kesinleşmediğini göstermeyeceği (Bu takibe dayalı olarak, alacaklının “iptal davası” açabileceği)–
Ölmüş borçlunun yaptığı tasarruf hakkında iptâl davası açılabilmesi için, "kamu alacağının kesinleşmiş" ve "borçlunun mirasçılarına ödeme emri tebliğ edilmiş olması"nın zorunlu olduğu–
«Borçlunun, muvazaalı olarak diğer davalı üçüncü kişiye borçlandığı» ileri sürülerek, bu borç senedinin iptâli istemiyle İİK. 277 vd. göre dava açılabileceği-
İİK. 278 gereğince ancak alacağın doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptal edilebileceği–
Davacı alacaklının kendi alacağı (takip dosyası) ile ilgili olarak aciz belgesi almadan, başka alacaklının (veya aynı alacaklının başka bir dosyasından) aldığı aciz belgesine dayanarak, iptâl davası açamayacağı–