İptali istenen tasarrufun, borcun doğumundan sonra yapılmış olup olmadığının saptanması için, temel ilişkinin takip konusu çeklerin keşide tarihlerinden önce kurulmuş olup olmadığının -gerektiğinde; ticari defterler üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılarak- araştırılması gerekeceği–
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
6183 sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı alacaklı idarenin (hazinenin) borçlu hakkında "aciz belgesi" almadan (ve mahkemeye sunmadan) iptal davası açabileceği–
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki işlemin "muvazaa nedeniyle" iptalinin istenebileceği–
Davacı tarafından ibraz edilen aciz belgesinin mahkemece iptal edilmiş olması ve haciz tutanaklarının "geçici aciz belgesi" niteliğini taşımaması halinde, açılan iptal davasının reddine karar verilmesi gerekeceği–
Takip dayanağı nafaka ilamının kısmen bozulmuş olmasının -davacının alacağının kısmen de olsa mevcut sayıldığı durumlarda- davanın reddine neden olmayacağı–
Davacı tarafından İİK.nun 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi sunulmadığı gibi icra dosyası içinde bulunan haciz tutanağı da İİK'nın 105/2. maddesi hükmünce geçici aciz bel­gesi niteliğinde olmadığı, zira borçluya ait olduğu iddiası ile hacze gidilen konutta, yöneticiden evde başkalarının oturduğu bilgisi alındıktan sonra içeri dahi girilmeden borçlunun haczi kabil malı bulunmadığının zapta geçiril­diği, bu hali ile borçlunun borcu karşılayacak miktarda haczi kabil malı bulunmadı­ğının usulünce belirlenmiş olmadığı-