Aynı şirkette çalışan işçilerin, işçilik alacağından dolayı açtıkları dava sonunda aldıkları ilama dayalı takipteki alacaklarının ödenmemesi üzerine "birlikte" tasarrufun iptali davası açabilecekleri–
Dava dosyası kapsamından, borçlu aleyhine yapılan takiplerin hepsinde, davalı borçlunun mal beyanı dilekçelerine göre, "hiçbir malı bulunmadığı" anlaşıldığı, 27.10.2004 ve 2.12.2004 tarihli hacizlerde çilingir temin edilemediğinden fiili haciz uygulaması yapılmamış ise de, 11.3.2005 tarihli haciz zaptında "haciz uygulaması yapılacak borçlu adresinin boşaltıldığı"nın belirlendiği, haciz zaptında da "borçlunun adresini terk ettiği ve harabe bir yer olduğu" yazılı olduğu nazara alındığında davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabul edilerek, davanın diğer şartları araştırılıp sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken yazılı gerekçelerle "bir kısımtaşınmazlar yönünden davanın reddine" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
Tasarrufun iptali davasının açılmasından önce dava konusu işyeri tekrar borçluya devredilmiş olduğundan, konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği- Dava açılmasına sebebiyet verdikleri gerekçesi ile davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davasına konu işlemlerin, sadece "borçlunun malvarlığını azaltır işlemler"le sınırlı olmadığı, "aynı zamanda malvarlığının artışını önleyen işlemlerinde -örneğin; borçlunun oğlu adına kadastro tesbitini sağlamasının da- bu davanın konusu olabileceği–
"Tapu kaydına şerh verilmeyen satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarih"in, tasarruf tarihi olarak kabul edilemeyeceği ("tapudaki satış tarihi"nin, tasarruf tarihi" olarak kabulü gerekeceği)–
Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de “takip konusu alacağın kesinleşmiş olması” gerektiğinden, takip konusu borca itiraz edilmiş olması ve alacaklı tarafından “itirazın iptali davası” açılmış olması (ya da; icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması”nın talep edilmiş olması) halinde, mahkemece bunların sonucunun (kesinleşmesinin) “bekletici mesele” yapılması gerekeceği –
Alacaklı tarafından "borçluya ait olduğu yargı kararıyla belirlenen" mallar üzerinde haciz/muhafaza işlemi yapılmış olması halinde alacaklının satış isteme imkanı doğmuş olacağından, iptal davasının konusuz kalmış olacağı–
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
Borçlunun, diğer davalı üçüncü kişi tarafından aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasını kabul etmesinin tasarrufun iptali davasına konu edilebileceği–