Borçlunun yaptığı tasarrufun, mal kaçırmak amacı taşıdığı iddiası kanıtlanamadığından iptal davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun yaptığı tasarrufun, mal kaçırmak amacı taşıdığı iddiası kanıtlanamadığından iptal davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufa konu edilen hastane işletme ruhsatının alım satıma konu olduğu ve ruhsatların üzerine haciz konulabildiğinden maddi bir değerinin olduğunun saptanmasına, aynı sektörde faaliyet göstermeleri ve tüm dosya içeriğinden de 4. kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre hastane işletme ruhsatının devrine yönelik tasarrufun iptali gerekeceği-
Davacı, alacağının tasarruf tarihinden önce doğduğu ileri sürmüşse de bu durum kanıtlanamadığından tasarrufun iptali davasının reddine karar verileceği-
Tasarrufun iptali davası borçlu lehine sonuçlansa da kesinleşen ihale kararının etkilemeyeceği-
Tasarrufun iptali davalarında amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağı tahsilini sağlamak olduğu ve bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmadığı-
Borçlunun tebligat adresinde yapılan haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından davanın esasına girilerek, tasarrufların iptale tabi olup olmadığı yönünden taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Tasarrufun iptali davasının aynı hukuki gerekçeyle reddedilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına "ayrı ayrı" değil "tek" vekalet ücreti takdiri gerektiği- HMK'nun 448 maddesi uyarınca, bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması gerektiği; HMK.'nun yürürlüğünden önce açılan davada, anılan yasa yürürlüğe girinceye kadar üç celse duruşma yapıldığından, 8.6.2012 tarihinde mahkemece ön inceleme tensip tutanağı düzenlemesinin ve tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali hususunda mal kaçırdığı iddia edilen beşinci kişi davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanması gerektiği, ispat aracı olarak da; davalı ile borçlu arasındaki akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişkilerin varlığının araştırılması gerektiği, kötü niyeti ispatlanamayan davalının mal kaçırma kastını bildiği veya bilebilecek durumda olmadığı-
Davalı borçlu hakkında kesin veya geçici aciz belgesi ibraz edilemediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ve onunla hukuku muamelede bulunan 3.kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan her ikisinin de "davalı olarak" tasarrufun iptali davasında gösterilmesi gerekeceği- Davalı borçlu adına kaza tarihi itibarıyla kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı, taşınmazların devredilip devredilmediği, kazadan sonra devredilen taşınmaz var ise bu taşınmazların devir tarihleri ve devredilen kişileri de gösterir şekilde kayıtların istenmesi, kayıtlar geldikten sonra borçlunun devir yaptığı kişilerin davaya dahil edilerek dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği-