Davacının katkı payı alacağının bulunduğuna ilişkin mahkeme kararının mevcut olduğu da nazara alınarak o davanın kesinleşmesinin beklenmesi, ayrıca muvazaaya ilişkin olarak değerlendirme yapılarak borçlu ile 3. kişi arasında belirtilen arkadaşlık ilişkinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve bunun sonucunda yapılan tasarrufun muvazaalı olup olmadığının irdelenmesi gerektiği-
Muvazaaya dayalı davalarda (TBK 19) davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı-  Davacının açtığı alacak davasının sonucu beklenerek davacının alacaklı olduğu belirlendiği takdirde TBK 19 gereğince danışıklı işlemin var olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılması gerektiği-
TBK'nun 19 maddesi gereğince açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davala­rında icra takibi ve aciz belgesi bulunma zorunluluğunun olmadığı-
Mahkemece, davalılar arasındaki dava konusu senetlerin gerçek bir borcu içermediği muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu senetler ile bu senetlere yönelik yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının, davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel olmadığı- TBK. mad. 19 gereğince muvazaalı senet ve bu senede dayalı olarak yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkin davada, davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasındaki senedin ve bu senede istinaden yapılan icra takibinin muvazaalı olduğu anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının kabulü ile dava konusu senedin ve icra takibinin davacıların alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline, icra takip dosyasından davalıya yapılan ödemelerin tahsili ile davacılara (takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak) ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun adresinde yapılmış olan haciz sırasında hacze kabil mal olmadığı belirlenmiş olup icra dosyasına göre borcu karşılayacak değerde malı olmadığı anlaşıldığından, aciz halinin varlığının kabul edilmesi gerektiği- Namı müstear sebebine dayalı tasarrufun iptali davasında dava konusu aracın borçlu tarafından davalı oğlu adına alınıp alınmadığının araştırılması gerektiği- Daha önce başka bir mala (taşınmaza) ilişkin olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabul edilip edilmediğinin ve alacağın bu önceki dava ile karşılanıp karşılanmadığının araştırılması gerektiği-
6183 s. Kanun'un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarında ön koşul olarak borçlu hakkında geçerli kesinleşmiş bir takibin varlığı ve takibin karar kesinleşinceye kadar devam etmesi gerekeceği, temyiz aşamasında dahi borç ödenmiş ve takip kalmamış ise değerlendirmenin buna göre yapılması gerekeceği- Borçlunun 6111 s. K.'a göre yaptığı yapılandırma sonucu borcun ödenip ödenmediği, takibin devam edip etmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın dinlenebilmesi için, diğer dava koşulları yanında davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması gerektiği- Davalı borçlunun açtığı menfi tesbit davasında takibin iptaline karar verildiği anlaşılmış olup  bu kararın kesinleşmesi halinde geçerli bir takipten söz edilemeyeceğinden bu davanın kesinleşen sonucuna tasarrufun iptali davasında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği- 
Gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen üçüncü kişinin "borçlu" durumuna gelmiş olacağı-
Alacaklı borcun senetlerin düzenlenme tarihinden önce doğduğunu iddia ettiğinden, davacı ve borçlu ile borçlunun ortağı olduğu dava dışı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak taraflar arasında ticari ilişki, cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise hangi tarihte başladığı, takip konusu senetlerin bu ticari ilişki ve cari hesap ilişkisine ilişkin verilip verilmediği dolayısıyla borcun doğum tarihinin tespit edilmesi gerekeceği- Borcun doğum tarihinin, iptali istenen tasarruftan sonra olması halinde, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında, dava aynı hukuki sebebe dayalı olarak (dava koşulu yokluğu nedeniyle) reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına AAÜT'nin 3/2 maddesi gereğince tek; dava önkoşul yokluğu nedeniyle reddedildiğinden AAÜT'nin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken davalılar yararına ayrı ayrı ve nispi vekalet ücreti takdir edilemeyeceği-