Mahkemece, davadan önce aciz halinin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de karar sonrası kesin aciz belgesinin dosyaya ibraz edildiği ve böylece dava şartının gerçekleştiği anlaşıldığından hasıl olan yeni duruma göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun ticaret sicil adresinde tutulan tutanakta borçlunun haczi kabil malının bulunmadığının belirlendiği anlaşıldığından, haciz tutanağının İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, bu durumda dava konusu tasarrufun iptale tabii olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, “davacının borçludaki alacağının gerçek olması”, “borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması” ,”iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması” ve “borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması” gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.’nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarruflarının kanunda sınırlı olarak sayılmadığı, hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayininin hakimin takdirine bırakıldığı- Tasarrufun iptali davasının dayanağı icra takibinde aciz halini gösteren tutanak ve kesin aciz belgesi dosyaya sunulduğundan, davanın diğer şartlarının tek tek değerlendirilmesi ile karar verilmesi gerekirken, "temlik işleminin, davacı takibinin kesinleşmesinden sonra ve haciz işleminden önce gerçekleştiği, aciz belgesinin sonradan alındığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
1. HD. 26.05.2014 T. E: 2013/20213, K: 10191-
Tasarrufun iptali davasına konu edilen şeyin mülkiyeti borçluya dönmeyip şikayetçi 3. kişide kaldığından ve şikayetçinin de takiple ilgisi olmadığından, şikayetçinin takip borçlusu gibi gösterilip onun kiracısına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi mümkün olmadığı-
Muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davacının alacağı olup olmadığı davacı alacaklı ile davalı borçlu görülmekte olan alacak davasının karara bağlanıp kesinleşmesi ile ortaya çıkacağından, alacak davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğmasının dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılması ve takip dayanağı bonoların iptali istenen tasarruftan sonra tanzim edildiği anlaşıldığından alacaklı ile borçlu arasında bonoların tanzim tarihinden daha önceye dayalı bir ilişkinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulması gerekeceği-
İİK'nun 97/17.maddesine dayalı olarak karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası sunulmasına gerek olmadığı, tasarrufun iptali davasının bu gerekçe ile reddinin hatalı olduğu-
Vergiyi doğuran olaylar gerçekleşmiş ancak amme alacağının daha talep edilebilecek aşamaya gelmemiş bile olsa bu dönemdeki borçların ileride kesinleşmiş olması şartıyla tasarrufun iptali davasının konusunu teşkil edeceği -